MÂUN SURESİNİN TEFSİRİ (2)
Cuma, 28 Şubat 2014 00:00

MÂUN SURESİNİN TEFSİRİ (2)

(...dünden devam)

Bazı müfessirler, bu âyetlerin, münâfıklar hakkında indiğini söylemişlerdir (Câmi'u'l-beyân: 30/311-313). Buna göre âyetlerin, Medine'de inmiş olması gerekir. Çünkü münafıklar Medine'de vardı. Bir rivayete göre de Sûrenin tamamı Mekke'de inmiştir, meşhur olan da budur. Bu âyet de Mekke'de Müslüman olmuş, fakat imanı sahih olmayan bir adam hakkında inmiştir (et-Teshîl: 4/219). Ancak Mekke'de imân edip de imânı sahih olmayan bu adamın kimliği hakkında bir şey söylenmemiştir. Çünkü bunun aslı yoktur. Mekke'de inanan, doğru dürüst inanmıştır. Orada gösteriş, Müslümanlara karşı değil, müşriklere karşı olabilirdi. Müslüman olan kimse samimi inanmıyorsa niçin Müslüman olsun? Müslüman olmakla, zayıf durumda bulunan Müslümanlardan bir kâr sağlayacak değildir. Tersine, Müslüman olduğu duyulunca müşriklerden çeşitli işkencelere ve zararlara maruz kalacaktır.

Yukarıda işaret ettiğimiz gibi 4-7'nci âyetlerin Medine'de indiği rivayeti varsa da İbn Cüzey'in de belirttiği üzere çoğunluğun kanısına göre Sûrenin tamamı Mekke'de inmiştir. Zira dördüncü âyet, takib ifade eden fâ ile başlar. Fâ, kendinden sonraki cümleyi, öncesine bağlayan bir bağlaçtır. Bu cümle bağımsız inmiş olsa, fâ ile başlamaz, çünkü bağımsız cümleler (ki bunlara cümle muste'nefe denir) bağlaçlarla başlamaz. Beşinci ve altıncı âyetler ismi mevsûl ile, yedinci âyet de yine bağlaç olan 'atıf vâvı ile öncesine bağlanmaktadır. Yani sûrenin bütün âyetleri birbirinin devamıdır. Bir bölümü diğerinden ayrı inmiş olamaz. Hepsi beraber Mekke'de inmiştir. Bunların hepsi Medine'de de inmiş olamaz, Zira sûrenin 1-3'ncü âyetleri, âhirete inanmayan, yetimi itip kakan, yoksula yemek yedirmeyen, yardım etmeyen müşriklerin ahlâkını anlatmaktadır. Sûrenin, müşriklerin hallerini, ahlâkını tavsif eden ilk âyetleri Mekke'de indiğine göre — ki bunda ittifak vardır — bağlaç ve ismi mevsullerle onlara bağlı olan son dört âyeti de Mekke'de inmiştir. Herhalde bu son dört âyetin Medine'de indiği hikâyesinin sebebi şudur:

Bu âyetlerde namazlarından sehveden namaz kılıcılar deyimi geçer. Eğer bunlar müşrikleri niteliyorsa müşriklerin namaz kıldıkları anlaşılır. İşte müfessirlerden bazıları, müşriklerin namaz kıldıklarına ihtimal vermedikleri için bu âyetlerin, Medine'de münâfıklar hakkında indiğini söylemişlerdir.

Aynı müfessirler, ilk üç âyetin Ebûcehl veya Ebusüfyân, yahut 'Âs ibn Vâ'il es-Sehmî veya Velîd ibn Muğîre hakkında indiğini söylüyorlar: Ebûcehil bir yetîmin vasisi idi. Yetîm, çıplak vaziyette gelip, kendi malından bir şey istedi. Ebûcehil vermedi, onu kovdu. Âyetler bu münâsebetle indi. Başka bir rivayete göre Ebusüfyan her hafta iki koyun keserdi. Bir yetim gelip, kestiği hayvandan biraz et istedi. Ebusüfyan onu sopasıyla vurup kovdu.

(devamı yarın..)