CENNET - CEHENNEM GEÇİCİ Mİ? (1)
Çarşamba, 28 Ağustos 2013 00:00

CENNET - CEHENNEM GEÇİCİ Mİ? (1)

Sevgili Hocam, kendisi tefsir yazmış bir hoca "İbrahim Suresi’nin 48 inci ayetine göre kıyamet kopunca bu gökler başka göklere, bu yerküre de başka yerküreye dönüşecektir. Cennet ve Cehennem o yeni yerküre ve gökler âleminde kurulacak. Hud Suresi’nin 107 ve 108. ayetlerinde Allahu Teâlâ, cennet ve cehennemliklerin orada gökler devam ettiği müddetçe kalacaklarını belirtiyor. Demek ki âhiret alemindeki yerler ve göklerin devam etmeyeceği an var. İşte bundan dolayı biz cennet ve cehennemin geçici olduğunu söylüyoruz." diyor. Şimdi Hud Suresi’nde "Meğer Rabbin çıkmalarını dilemiş olsun" ayeti bize kesin olarak cennet ve cehennemin geçici olduğunu söyletebilir mi? Saygı ve hürmetlerimle ellerinizden öperim...

Cevap: “106- Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada (o bunaltıcı ateş içinde) bir soluk alıp verişleri vardır ki!... 107- Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun. Çünkü Rabbin, istediğini yapandır. 108- Mutlu kılınanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun. Bu, kesintisiz bir vergidir!” (Hûd: 106-108)

108’nci âyette "Gökler ve yer durdukça" tabiri, süreklilik belirtir. Araplar bir şeyin sürekli olduğunu belirtmek istedikleri zaman: ''Gökler ve yer durdukça bu şey vardır" derler. Ayrıca bu ifadeden, âhirette de göklerin ve yerin bulunacağı anlaşılır.

"Bazı kişiler, 'Gökler ve yer durdukça ateştedirler' deyiminden, âhiret azâbının sürekli olmayıp geçici olduğunu söylemişlerdir. Onlara göre suçlular, gökler ve yer durdukça ateşte kalırlar. Ama gökler ve yer sürekli değildir, bir gün yok olacaktır. O zaman ateştekiler de ateşten kurtulacaklardır.

Ehl-i Sünnet âlimlerinin çoğunluğuna göre suçlu mü'min, cehennemden çıkacak, kâfir orada ebedî kalacaktır.

Fakat biz, zorlama yorumları bırakıp 107’nci âyetin sonundaki istisnâdan bu azâbın, Allah'ın dilediği kadar olacağını, O dilediği zaman son bulacağını anlıyoruz. Zira bu istisnanın açık anlamı budur. Başka yönlere çekmek, âyetin özünden uzaklaşmak olur. Kaldı ki merhametlilerin en merhametlisi Allah, altmış, yetmiş yıllık bir ömrün cezasını milyarlardan da fazla, hiç zamansız yapmaz. "Kötülüğün cezası, onun benzeri bir kötülüktür.” (Şûrâ Sûresi: 40) Yani ceza, işlenen suç kadardır. Fazlası zulüm olur. Allah zulümden münezzehtir. "Orada çağlar boyu kalacaklardır" (Nebe' Sûresi: 23) âyetindebelirtildiği üzere suçlular, suç derecelerine göre cehennemde devirlerce, milyonlarca yıl kalsalar da sonunda bu azaptan kurtulurlar.

Ebûhüreyre (r.a.): "Cehennem için bir gün gelir ki içinde hiç kimse kalmaz" demiş, sonra: "Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada (obunaltıcı ateş içinde) bir soluk alıp verişleri vardır ki!...Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin çıkmalarını dilemiş olsun. Çünkü Rabbin, istediğini yapandır." âyetini okumuştur. İbrâhîm Neha'î de ateş halkı için: 'Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır, meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun' âyetinden daha ümid verici bir âyet yoktur." demiştir.

(devamı yarın..)