KUR’ÂN ANSİKLOPEDİSİ (3) PDF 
Çarşamba, 24 Nisan 2024 00:00

KUR’ÂN ANSİKLOPEDİSİ (3)

 (...dünden devam)

Popüler kültür denilen şey, insanları özentiye, daha güzel görün­meye, gösterişe yönlendirir. Bunun için para lâzım. Düğünlerde dolarları havada uçuranlar, acaba bu parayı nasıl kazandılar? Göz nuru, alın teri ile kazansalardı böyle havalarda uçuramazlardı. Belki orta halli bir memurun ömür boyu yapamayacağı harcamayı bir gecede harcayanlar var. Bunlar israftır. Bu akım, toplumu üretken değil tüketici bir toplum haline getiriyor.

Lüks otomobillere binmek, önüne geçilmez tutku oluyor. Oruç tutmadığı halde görkemli iftar çadırları kuranlar var. Yani Yaratan’ın değil, yaratılanların beğenisini kazanma çabaları. Vücudunun çeşitli yer­lerine acayip döv­me şekilleri yaptıranlar, göbeğinin kenarına, bur­nunun kanadına, kulağının üstüne küpe taktıranlar, kış günü göbeğini açıkta bırakan genç kızlar, hattâ süs için boynunda haç taşıyan Müslüman çocukları!

Nedir bunlar? Amaç ne? Başkalarının dikkatini çekmek. Kızım sen düşüncenle, bilginle, çalışıp ürettiklerinle dikkati çek… Geçici hevesler insanı manen doyurmaz, mutlu etmez. Mutluluk bu aç gözlülükle, dünya-perestlikle ters orantılıdır. Her türlü lük­se sahip, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ne kadar mutsuz insan var. İnsanı mutlu eden şey, inançtır, idealdir, maneviyattır. İdealizm ölürse hep libido, giyim kuşam, durmadan makyaj, gece sabahlara kadar eğlence insanı mutlu etmez. Baba kazansın, çocuk savursun. Derler ya "ayranı yok iç­meğe, …." Bu heveslerle birkaç gün mutlu gibi geçer, sonunda derin pişmanlıklar, bunalımlar, intiharlar. İnanç azlığı bunalımlara, depres­yon­lara yol açıyor.

İdeal sahibi, inançlı insanlar sadece gününü gün etme düşüncesinde olmaz, kendileri kadar başkalarını da düşünürler. Bencil olmazlar. Har­camalarında, giyinişlerinde yedikleri yemekte başkalarının gözünün kalmamasına özen gösterirler.

Eskiden evine meyve, gıda alanlar bunu açıkta değil, sepetler içinde eve götürürlerdi; “alamayacak durumda olanların nefsi kalmasın!”, der­lerdi.

Ekranlardan, beyaz perdeden beyinlere akan popüler kültür fır­tı­na­ları, daha lüks, konforlu yaşama hevesleri, kütleleri sarıyor. Herkes bu hevese kapılmaya başlıyor. Lüks yaşayabilmek için para lazım. Para kazanmak kolay mı? Yasal yoldan kolay değil. Yasal yoldan bula­mayanlar, eğer kendilerini frenleyen manevi bir güç, yani inanç, Allah korkusu yoksa istedikleri gibi yaşayabilmek için muhtaç oldukları parayı yasal olmayan yollardan elde etmeğe çalışırlar. Bu heves insanları rüşvete, soyguna, vurguna, hırsızlığa, kapkaça, hatta fuhşa yöneltir. Toplum git gide huzursuzluğun içine itilir.

Televizyonlarda yayınlanan dizi ve filmlerdeki soygun sahneleri, bir yumrukla 10 kişiyi yere seren şövalyelikler, eşlerin birbirini aldatma, soygun uygulamaları, körpe dimağlarda özenti duygusunu kamçılıyor.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş