KİBİR (5) PDF 
Perşembe, 08 Şubat 2024 00:00

KİBİR (5)

(...dünden devam)

Yahûdîlerin veya daha geniş anlamıyla Kitap ehlinin hepsi bir değildir. İçlerinde öyle güvenilir kimseler vardır ki kantarlarca mal emanet edilse, inkâr etmez, onu sahibine verir. Öylesi de vardır ki kendisine bir dinar dahi verilse sürekli başına dikilip istemedikçe onu geri vermek istemez. Ba Yahûdîlerin, Yahûdî olmayanlardan aldıkları borç ve emaneti iâde etmek istememelerinin bir sebebi de, “Ümmilere karşı kendilerine bir sorumluluk olmadığı”, yabancıların hakkını yemekten ötürü sorumlu olmayacakları düşüncesinde olmalarıdır.

Allah hiçbir kuluna karşı haksızlık edilmesini kimseye helâl kılmamıştır. Haksızlıkla alınan bütün mallar haramdır. Yahûdîlerin ellerinde bulunan Tevrât’ta da ümmîlere karşı haksızlık ve hiyânet edebileceklerine dair bir hüküm yoktur. Kitapları onlara doğruluğu, adâleti emretmektedir. Ancak Yahûdî din adamları, zamanla Yahûdîlerin, Yahûdî olmayanların mallarını yiyebileceği düşüncesini yaymışlar ve böylece bu düşünce onlara egemen olmuştur. Yoksa Allah’tan gelen hiçbir din insanlara haksızlık edilmesini emretmez. Dinin ruhuna bağlı hiçbir insan da haksızlık etmez ve bunu emretmez. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm de Kitap ehlinin hepsinin bir olmadığını, onların içinde bulunan, güvenilir, aldığını ödeyen iyi insanları, kötülerinden önce anmıştır. Bir dini veya ulusu tümden karalamamış, dini çıkarlarına âlet eden, dinin ruhundan ayrılan insanları kınamıştır.

Reşîd Rızâ’nın dediği gibi nasıl sonradan gelen din adamlarının yanlış yorumlarıyla Yahûdîlerin çoğunluğu, dinin ruhundan uzaklaşmış, Yahûdî olmayanın malını yemekte bir sakınca görmemişlerse; sonradan gelen bazı hîle-i şer‘iyyeci sözde müslüman din adamları da, Dâr-i harbde gayri müslimlerin, hattâ müslümanların mallarını (tefe yoluyla) yemeğe cevaz vermişler ve dâr-i harb’i de kendi istedikleri biçimde yorumlamaktan çekinmemişlerdir. Bu adamlar arasında müslümanların yurdu güzelim Türkiye’mizi dâr-i harb kabul edip, müslümanların karısını, kızını câriye hükmünde görecek kadar ârdan, edepten yoksun insanlar dahi görülmüştür.

Kitâb ehlinin, “Ümmîlerin mallarını yemek bize günâh değildir” şeklindeki sözlerini duyan Hz. Peygamber (s.a.v.): “Allah’ın düşmanları yalan söylemişlerdir. Câhiliyye dönemine âit her şey şu iki ayağımın altındadır. Yalnız emanet hariç. Çünkü iyinin de kötünün de emâneti geri verilir.”

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş