YEMÎN (2) PDF 
Çarşamba, 31 Ocak 2024 00:00

YEMÎN (2)

(...dünden devam)

Ahd, söz verme, randevu demektir. Ahd’in Allah’a izâfe ile tamlanarak “ahdul­lah: Allah’ın ahdi” denmesi, önemini belirtmek içindir. Yani ahd (söz verme) Allah’ın garantisi altındadır, O’nun hakkıdır. Ahde hiyanet edilemez, verilen sözden cayılamaz.

Menfaat karşılığında sözünden dönmek, ahdi ve yemîni az bir paraya satmak kabul edilmiştir. Sağlanan çıkar, ahdi bozma karşılığında alınan bedel ne kadar fazla olsa da âhiret karşısında dünyâ varlığının hiçbir değeri yoktur. Dünyâ "Az bir geçim"den ibarettir. Sözünden dönenler, paha biçilmez âhiret nîmetlerini, tamamı az bir geçimden ibaret olan dünyâ menfaati ile değiştirmiş olurlar.

Âyette ahdinden ve yemîninden cayan kimseler, zinâ, şarap içme, kumar oynama gibi büyük günâhların hiçbiri için kullanılmayan bir uyarı ile uyarılmaktadırlar: Ahdini ve yemînlerini az bir paraya satanlar, âhirette hiçbir şey bekleyemezler. Allah’ın, yüzlerine dahi bakmayacağı o suçlular, acı bir azâbın içine atılırlar. Yüce Allah, sözlerinde durmayan küfür önderleriyle savaşılmasını buyurmuştur: "Yemînleri olmayan, sözlerinde durmayan o küfür liderleriyle savaşın, belki yaptıklarına son verirler.” (Tevbe: 113/187) Peygamber (s.a.v.) de yalan söylemenin, sözünden caymanın ve güvene hiyânet etmenin, kişinin münâfık olduğunu gösteren üç belirgin işâret olduğunu söylemiştir.

Son âyetin tefsiri üzerinde müfessirler bazı hadîsler de zikretmişlerdir. Bunlardan üçünü kaydedelim: "Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu: ‘Üç kişi vardır ki Allah, kıyamet günü onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz, onları yüceltmez. Onlar için acı bir azâb vardır.’ Allah’ın Resûlü bu âyeti üç defa okudu. Hadîsi rivâyet eden Mu‘âz: ‘Ya Resûlallah, bu ziyana uğrayıp mahvolanlar, kimlerdir?’ diye sordu. Allah’ın Resûlü: ‘Müsbil (elbisesini yerden sürüye sürüye yürüyüp kibreden, çalım satan), yalan yemînle ticaretinde sürüm yapmağa çalışan ve verdiklerini başa kakan kimselerdir’, dedi.” (Müslim, Îmân: 46; hadîs, 171; İbn kesîr, Tefsîr: 1/375)

"Kim birinin malını ele geçirmek için yalan yere yemîn ederse Allah’a kavuştuğu zaman Allah kendisine kızgın olur." (Müslim, Îmân: bâb: 46; İbn Kesîr, Tefsîr: 1/375), "Üç kişi vardır ki Allah, kıyâmet gününde onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onları yüceltmez: çölde, yanında bulunan fazla suyu yolcuya vermeyen, ikindiden sonra malını satmak için yalan yere yemîn eden, dünya için devlet başkanına bey‘at edip de başkan ona mal verince ona verdiği sözde duran, mal vermeyince verdiği sözü tutmayan kimse.” (Müslim, Îmân: bâb: 46, hadîs: 173; Ebû Dâvûd, Buyû‘: 6’da benzeri bir hadîs vardır. Ayrıca hadîsi, İbn Kesîr, 1/376’da zikretmiştir.)

 ***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş