KİTAP EHLİNE BENZEMEME SORUNU (2) PDF 
Pazartesi, 15 Ocak 2024 00:00

KİTAP EHLİNE BENZEMEME SORUNU (2)

(...dünden devam)

Zikir ehliyle kimlerin kastedildiği üzerinde değişik görüşler vardır. Kimine göre zikir ehli, Allah'ın kitabının mânâlarını bilen Kitap ehlidir. Kimine göre de geçmişlerin haberlerini bilen ilim sahipleridir. Râzî'ye göre burada zikir ehliyle kastedilen, yahudî ve Hristiyanlardır. Çünkü Allah, âyette daha önceki peygamberlerin de kendilerine vahyedilen erkekler olduğunu bildirdikten sonra bilmeyenlerin, bunu zikir ehline yani bilenlere sormalarını emret­miştir. Müşrikler, Yahudi ve Hristiyanların bil­gi ve kitap sahibi olduklarını kabul ediyorlardı. İşte bu hususu, bilgili olduklarını kabul ettikleri o kimselere sorup öğrenmeleri kendilerine emredilmek­tedir. Âyetin özel hükmü budur. Genel hükmü ise her konuyu, bilenlerden, mütehassıslarından sorup öğrenmektir.

“94- Eğer sen, sana indirdiğimizden kuşkuda isen, senden önce Kitabı okuyanlara sor. Andolsun, sana Rabbinden hak geldi, sakın kuşkulananlardan olma! 95- Ve sakın Allâh'ın âyetlerini yalanla-yanlardan olma, yoksa ziyana uğrayan­lardan olursun. 96- Üzerlerine Rabbinin (azâb) kelimesi hak olanlar inanmazlar. 97- Onlara bütün âyetler gelmiş olsa bile, acı azâbı görünceye kadar (inanmazlar).” (Yunus: 94-97)

Açıklama:

Kitâb-ı Mukaddes'in içeriğinden olan Nûh ve Mûsâ kıssalarının anlatılmasından sonra 94-97’nci âyetlerde Peygamber'e hitâben, kendisine gelen vahiyde bir kuşku bulunmadığı, şayet kendisinin bu hususta bir kuşkusu varsa bu gelen sözlerin daha önceki Kitaplara uyup uymadığını Kitap ehline sorması, bu sözlerin Allah'ın vahyi olduğundan aslâ şüphe etmemesi vurgulanıyor.

Müfessirler, ilk üç âyetin Medine'de indiğini söylerler. "Kitap ehlinden sor" cümlesi de bunların Medine'de indiği görüşünü güçlendiriyor. Çünkü bu ifade, Peygamber'in, Kitap ehli ile görüşmekte olduğunu belirtir. Bu da Medine devrinde olmuştur. Mekke'de iken Peygamber'in, Kitap ehli ile yakın teması yoktu. Ancak orada bir iki Hıristiyan vardı, onlarla görüşürdü.

İlk iki âyet, Peygamber'in kalbine bazan şüphe geldiği imajını verirse de âyetlerin amacı bu değildir. Âyetlerin amacı, Kur'ân'ın, kesinlikle Allah'ın sözü olduğunu muhataplara vurgulamaktır. Hitâp Peygambere olmakla beraber bütün dinleyenler kastedilmiştir. Âyetler, Peygamber'e moral vermekte, onun gönlüne gelmesi muhtemel üzüntüleri dağıtmaktadır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş