İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (19) PDF 
Pazar, 19 Kasım 2023 00:00

İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (19)

(...dünden devam)

İşkenceye uğrayanlar sadece erkekler değildi, kadınlara da işkence ediliyordu. Nitekim Ammâr'ın annesi Sümeyye, ölümü küfre tercih ederek Rabbi uğrunda can vermişti. Dinleri uğruna Habeşistan'a gidenler arasında dokuz kadın da vardı. Ebusüfyân'ın kızı Ümmü Habîbe Remle, Sehl ibn Amr'ın kızı Sehle, Ebû Ümeyye ibn el-Muğîre el-Mazûmî'nin kızı Ümmü Seleme, Safvân ibn Ümeyye'nin kızı Fâtıma gibi Kureyş liderlerinin kızları da bu amaçla hicret etmiş kadınlar arasında idiler. Hicretten sonra Mekke'de kalmış olan Müslümanlar da tâ Mekke'nin fethine kadar müşriklerin eziyetlerinden kurtulamamışlardır.

Hattâ: “Nerdeyse seni yurdundan çıkarmak için tedirgin edeceklerdi. O takdirde kendileri de senin ardından ancak pek az bir süre kalabilirler" (İsrâ: 76) âyetinden anlaşıldığı üzere Peygamber (s.a.v.) dahi müşriklerin tacizleri yüzünden Habeşistan'a hicreti düşünmüş, sonra yine onların baskısı yüzünden Medine'ye hicret etmiştir.

"İnkâr edenler, seni tutup bağlamaları, öldürmeleri ya da sürmeleri için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en iyisidir. (O, kendisine karşı tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirir" (Enfâl Sûresi: 30) âyeti, Kureyşin, Hz. Peygamber'e karşı baskı ve eziyetini, onu öldürmeyi dahi plânladığını göstermektedir.

"Sırf 'Rabbimiz Allah'tır' dediklerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılanlar..." (Hac Sûresi: 40), "Rableri onlara karşılık verdi: 'Ben sizden erkek kadın, hiçbir çalışanın işini zayi etmeyeceğim, hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkence edilenler, vuruşanlar ve öldürülenler... Elbette onların kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Yaptıklarına) Allah katından bir karşılık olarak (bunlar kendilerine lütfedilecektir). Karşılıkların en güzeli Allah katındadır" (Âl-i İmran: 195) âyetleri, Müslümanların, Mekke'de nasıl işkencelere uğrayıp yurtlarını terk etmek zorunda bırakıldıklarını göstermektedir. Onların, Peygamber(s.a.v.) den gönüllerine akan feyiz ve iman ile sarsılmaz irâdeleri sayesinde Hak dini batılı yenmiş; batılın canı çıkmış; Allah'ın sözü yücelmiştir.

11-12: İşte dinleri uğrunda çeşitli işkencelere, zorluklara katlanan, güzel işler yapan o mü'minlere, yüce Allah, büyük mükâfât: ağaçlarının altından veya yamaçlarından ırmaklar akan cennetler (bahçeler) va'detmekte; "Rabbinin batşı, yani kuvvetle tutuşu, cezalandırması şiddetlidir" sözüyle de mü'minlere işkence edenlere karşı, öcünün şiddetli olacağını hatırlatmaktadır.

Bu âyetler mü'minlere müjde, müşriklere de uyarıdır. Bunlar şu anlama gelir: Mü'minler, kâfirlerden görecekleri eziyetlere, baskılara sabretmelidirler. Ateş dolu hendeklerde inananları yakanlar nasıl kahrolmuşlarsa, bu mü'minlere eziyet edenler de öyle kahrolacaklardır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş