İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (15) PDF 
Çarşamba, 15 Kasım 2023 00:00

İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (15)

(...dünden devam)

Kurayza Oğulları, Sa‘d ibn Muâz’ı hakem seçtiler. Bu savaşta yaralanmış olduğu için Rufeyde isimli bir hanımın çadırında tedavi edilmekte olan Sa‘d getirildi. Rivayete göre Sa‘d’ın verdiği hükümle Kurayza Oğlu savaşçılarının boyunları vuruldu, kadınları ve çocukları köle olarak satıldı..

Not: Kurayza Oğulları hakkında uygulandığı rivayet edilen bu katliam haberi, bizce olayı anlatan âyetlerin ruhuna uymamaktadır. Çünkü âyette: "ferîkan taktulûne ve te'sirûne ferîka: bir kısmını öldürüyor, bir kısmını esir alıyordunuz" buyuruluyor. İfadeden, öl­dürmenin, tutsak almadan önce olduğu anlaşılır. Muhammed Su­resinde ise tutsakların ya fidye ile veya fidyesiz serbest bırakılacağı belirtilmektedir (4. âyet).

Esirlerden bir kısmının öldürüleceğine dair bir seçenek yoktur. Âyetin açık hükmüne rağmen Hz. Peygamber'in esir aldığı bu kadar insanı öldürdüğü hakkındaki rivayetin doğruluğundan şüphe etmemek mümkün değildir. Kanaatime göre bu, kasıtlı veya kasıtsız olarak üretilip kaynaklara sokulmuş bir rivayettir. Kuşatma esnasında atılan oklarla kimi savaşçıların öldürülmüş olması gayet doğaldır. Ama teslim olanlar esir edilip o zamanın şartları uyarınca esirlere uygulanan muamele uygulanmıştır.

Şayet bu öldürme rivayeti doğru ise:

Kurayza Oğulları hakkında verilen bu hüküm bazı batılı araştırıcılar tarafından çok ağır görülmektedir. Olayı iyice düşünmeyenler, bu hükmü ağır bulabilirler. Ancak mesele iyice düşünülünce hükmün yerinde olduğu anlaşılır.Çünkü bu Yahûdî kabileleri,Müslümanların müttefiki idiler. Medine'ye saldıran yabancı kuvvetlere karşı Müslümanlarla birlikte Medine'yi savunacakları hususunda Müslümanlarla ittifak yapmışlardı. Kendilerinden önce sözlerinde durmayan Kaynuka ve Nadîr Oğullarının, yurtlarından sürülüp çıkarılmış olmalarından da ibret almamış, onlardan çok daha büyük hıyanet yaparak Müslümanları tamamen imha etmek üzere gelmiş olan birleşik kabilelerle birleşmişlerdi.Şayet savaşta öteki tarafgalip gelseydi, Müslümanların sonucu, öldürülmek ve çocuklarının, hanımlarının köle ve cariye yapılması idi. Hıyanetin cezası ölümdür. Kaldı ki bu hüküm, Tevrat'ın hükmünün tâ kendisidir. Herhalde bu hükmü veren Sa'd, Tevrat'ın bu konudaki hükmünü biliyordu. Peygamber'in ona, "Sen Allah'ın hükmüyle hükmettin" demesi de bunu gösteriyor. Şimdi bu konuda Tevrat'ın hükmünü gözden geçirelim:

"Bir şehre karşı cenk etmek için ona yaklaştığın zaman, onu barışıklığa çağıracaksın. Eğer sana sulh cevabı verirse ve kapılarını sana açarsa, içinde bulunan bütün kavm sana angaryacı (esir, köle) olacaklar ve sana kulluk edecekler. Ve eğer seninle barış yapmayıp cenk etmek isterse o zaman onu kuşatacaksın ve Allah'ın Rab onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin; ancak kadınları ve çocukları ve hayvanları ve şehirde olan her şeyi, bütün malını kendin için çapul edeceksin..." (Tesniye: 20/10-14).

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş