İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (10) PDF 
Cuma, 10 Kasım 2023 00:00

İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (10)

(...dünden devam)

Hz. Ömer'in bu sözü, devletin gerektiğinde fakirlerin ihtiyaçlarını gidermek üzere zenginlere vergi koyabileceğini de gösterir. Asıl îmâna dayalı sosyal adâleti İslâm dini getirmiştir. Ama Müslümanlar, onun getirdiklerinden işlerine geleni uygulamışlar, işlerine gelmeyeni bırakmışlardır. Oysa Cenâbı Allah: "Ey inananlar, Allah'a itâat edin, Elçiye ve içinizden buyruk sâhibine itâat edin. Herhangi bir konuda ayrılığa düşerseniz, eğer gerçekten Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız onu Allah'a ve Elçiye götürün. Bu daha hayırlı ve sonucu daha güzeldir" (Nisâ Sûresi: 59) . "Kim Elçiye itâat ederse Allah'a itâat etmiş olur. Kim de dönerse, biz seni oların üzerine bekçi göndermedik" (Nisâ Sûresi: 80) âyetlerinde Elçisine itâati emretmekte, Elçiye itâatin, onu gönderen Allah'a itâat olduğunu bildirmektedir. Çünkü o, Allah'ın vahiy ve ilhâmına dayanarak bir şeyi emreder veya yasaklar.

Peygamber'in sahîh sünneti de Kur’ân'ın açıklaması durumundadır. Ancak ona nispet edilen sözlerin gerçekten onun olup olmadığını iyice tespit etmek gerekir. Bunun tespiti için rivayetin bilginlerin koydukları sened kritiğine uyması yanında metin bakımından da Kur’ân'a aykırı olmaması gerekir. Kur’ân'ın genel prensiplerine aykırı sözler, sened bakımından sağlam dahi olsa, kanâatimizce Allah'ın Elçisinin sözleri sayılamaz. Çünkü tüm varlığını Kur’ân'ın sardığı Allah'ın Elçisi, tebliğ ettiği ve "Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum" (En'âm: 50, A'râf: 203, Ahkâf: 9) dediği Kur’ân'a aykırı sözler söylemez. Kaldı ki Kur'ân'ın yazımı ve okunması tevâtürle sâbittir. Sünnetin ise dereceleri vardır. Lafız bakımından tevâtürle sabit sünnet çok azdır. Gerisi mânâ olarak rivayet edilmiştir ki bunların da senet bakımından kuvvet dereceleri farklıdır. En sağlamı dahi Peygamber'in kendi söz kalıpları değil, onun sözlerinin anlamıdır. Bunların da pek azı manevî tevâtüre dayanır. Gerisi bir iki veya birkaç kişinin rivayetine dayanmaktadır. Birey haberine dayanan ve fıkıh usulünde zan ifâde eden bu sözler, kesin ilim ifade eden tevâtürle sâbit Kur’ân'ı geçersiz bırakamaz, ona ters düşemez.

"Elçi size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa onu bırakın" cümlesi, ganimetle ilgilidir. Yani Peygamber'in size verdiği ganimet malını alın, onun vermeyip menettiğini bırakın, almayın demektir. Âyet ganimetlerle ilgili olmakla beraber, Peygamber'in diğer emir ve yasaklarını da kapsar. Peygamber'in emirlerine uymak, yasaklarından kaçmak gerekir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş