İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (9) PDF 
Perşembe, 09 Kasım 2023 00:00

İSRAİL’İN FİLİSTİN’DE YAPTIĞI ZULÜM HİÇBİR DİNE VE VİCDANA SIĞMAZ (9)

(...dünden devam)

Allah'ın Elçisi (s.a.v.), bu maldan kendi âilesinin bir yıllık nafakasını ayırır, gerisini Allah yolunda savaş için at ve silâha harcardı. Buhârî, Hz. Ömer'in şöyle dediğini rivâyet eder: "Allah, Nadîr Oğullarının mallarını, Müslümanlar at ve deve koşturmadan Elçisine verdi. Bu mallar, Allah'ın Elçisine has idi. Oradan âilesinin bir yıllık geçimini aldıktan sonra gerisini Allah yolunda cihâd için at ve silâha harcardı" (et-Tâc: 4/256-257; İbn Kesîr, Tefsîr: 4/336). Tabii bu at ve silâha harcanan, Peygamber'in kendisi için ayrılmış ve başkalarına paylaştırılmamış olan kısımdır.

Âyetin açık anlamına göre böyle savaşsız ele geçen bütün ganimetler – ki bunlara fey' denir – Allah'a, Elçisine, Elçinin yakınlarına, yetîmlere, yoksullara ve yolculara olmak üzere beşe ayrılır. Çünkü Allah'ın hakkı, Elçinin hakkı ile aynıdır. Allah ve Elçisi birdir. Allah ve Elçisine ayrılan pay devlet bütçesidir. Allah'a ve Elçiye ayrılan, Peygamber'in ve âilesinin giderlerini karşılar. Kendisinden sonra bu hisse, imama (devlet başkanına), orduya ve devletin kamu giderlerine harcanır. Yani bu kısım, devlet başkanının bir çeşit örtülü ödeneğidir.

Yakınlar da Hz. Peygamber'in, Haşim oğullarından ve Abdulmuttalib oğullarından olan akrabasıdır. Fey'den bir pay da onlara verilir. Yetîmler ise zengin olmayan öksüz çocuklardır. Fey'in bir payı da bunlara âittir. Bir payı da miskinlere yani dilenecek derecede ihtiyaç içinde bulunan yoksullara; bir payı da yolda kalmış, yerine yurduna gidecek parası olmayan yolculara (gariplere) verilir.

"Tâ ki o ele geçen mallar, yalnız sizden zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın" hükmüyle Kur’ân, gelirin hep belli ellerde toplanmasını engelliyor, onu geniş halk tabakasına yayarak sosyal adâletin temelini atmış oluyor. Bu âyet, devlet başkanına, servetin yaygınlaşması, fukaranın da refaha kavuşturulması için meşrû tedbirler alma yetkisini vermektedir. Devlet Başkanı gerektiğinde, bazı gelirleri sırf fakirlere tahsis edebilir. Hz. Ömer'in şöyle dediği rivayet edilir: "Eğer şu işimden yani halifeliğimden geride bıraktığım yıllar önümde olsaydı, zenginlerin fazla mallarını alır, Muhâcirlerin fakirlerine paylaştırırdım" (et-Tefsîru'l-hadîs: 8/215).

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş