MÜT‘A NİKÂHI (14) PDF 
Çarşamba, 01 Kasım 2023 00:00

MÜT‘A NİKÂHI (14)

(...dünden devam)

 

Müt‘ayı reddetmelerine rağmen sünnîler buna bazı kolaylıklar göstermişlerdir. Bunlar sayesinde müt‘a, başka bir biçimde yeniden ortaya çıkabilmiştir. Akid dışında konuşulmuş şeylerin veya koşulmuş şartların, akid üzerinde bir etkisi yoktur. Böylece Şâfi‘î[1], içinde gizlediği, bir yerde ikamet süresi veya birkaç gün için yapılan nikâhın geçerli olduğunu söylemiştir. Kişilerin içinde gizledikleri bu geçici evlenme düşüncesi, akid esnasında söylenmedikçe nikâha zarar vermez. Mâlik’in de müt‘aya cevaz verir tarzda bir hükmüne rastlanmaktadır[2]. Oysa Muvatta’ ve Müdevvene(6/46)den bunun aksi bir hüküm çıkarılabilir. Hanefî fakîhi Kâşânî, Bedâi‘u’s-sanâ’yi‘: 2/272 vd., 3/193-198’de olduğu gibi, şî‘îlerden ‘Alemu’l-hudâ el-Murtazâ, İntisâr, Tahran, 1315, s. 60-65’de, birbirine zıt iki görüşü etraflıca izah etmektedirler.

İmâmîler, müt‘a sorununu, “İmân eden bir kimsenin, müt‘a ile evlenmeden önce kemale eremeyeceğini” iddiâ edecek kadar ileri götürmüşlerdir. Bu iddiâ, müt‘anın Ömer tarafından yasaklanmasına bir tepki olarak ortaya çıkmış olabilir.

Heffening’in yazdığına göre İran’da uzun süreli, hattâ yıllık müt‘alar var ise de bu evlenmeler daha çok seyahat esnasında uygulanır. Kervansaraylarda olduğu gibi şehirlerde, kasabalarda mollalar ve diğer aracılar yeni gelen konuklara bir kadın temin ederler. Aracılığı daha kârlı bir hale getirmek için ‘iddet sorunu şöyle çözülür:

İlk geçici evlenme va‘desinin bitmesinden sonra, aynı erkek ile yeni bir geçici evlenme yapılır; fakat eşler beraber yatmazlar ve böyle bir evlenmede ‘iddet gerekmez. Bu evlenmeğe, aynı zamanda müt‘a yapan kadına İran’da sîğa (harfiyyen kalıp, şekil, zımnen akid şekli) denilir.

Eski zamanlarda olduğu gibi, son zamanlarda da Mekke’de sünnîler arasında geçici evlenmeler yapılmıştır[3]. Yalnız evlenme akdinde bundan söz edilmez, çünkü süreden söz edilince akid geçersiz olur. Nikâhın kıyılmasından sonra erkek, boşama sözlerini söyler ve zaman şartı bunun içinde bulunur (yani meselâ üç gün sonra benden boşsun gibi). Bu tür anlaşmalara genellikle uyulmaktadır[4]. Burada Şâfi‘î’ce daha önce sözü edilen şer‘î hîleden istifade edilebilir[5].

 



[1]. el-Umm: 5/71

[2]. Serahsî, el-Mebsût: 5/152

[3]. Ortaçağ için bak: Lisânu’l-‘Aarb; ve mut‘atu’t-tezvîc bi Mekke minhu

[4]. Snouck Hurgronje, Mekka, 2/156; Verspr. Geschiften, VI, 150.

[5]. İslâm Ansiklopedisi: 8/848-851

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş