MÜT‘A NİKÂHI (5) PDF 
Pazartesi, 23 Ekim 2023 00:00

MÜT‘A NİKÂHI (5)

(...dünden devam)

Bu rivâyetler gösteriyor ki Hz. Peygamber (s.a.v.) zorunlu hallerde müt‘aya müsâade etmiş, ama normal zamanlarda onu kesin yasaklamasa da hoş görmemiştir. Ancak Hz. Ömer devrinde toplum büyüyüp zenginleşince artık müt‘a, çeşitli kimseler tarafından hiç gerek yok iken istismar edilmeğe ve bu yüzden toplumda birçok sorun ortaya çıkmağa başladığı için Hz. Ömer ve onu destekleyen sahâbîlerin ictihâdiyle yasaklanmıştır. Çünkü İslâmın ruhunu iyi bilen Halîfe Ömer, zorlayıcı gerekler yok iken müt‘anın uygulanmasının, toplumun bozulmasına yol açabileceğini düşünüyordu. Bundan dolayı yasaklanmasını İslâmın ruhuna uygun bulmuştur. Hattâ onun, halîfe siçildiği gün şu konuşmayı yaptığı rivâyet edilir:

“Resûlullah (s.a.v.), bize üç defa müt‘a yapmaya izin verdi, sonra bunu harâm kıldı. Vallahi evli bir kimsenin müt‘a yaptığını bilsem, onu recmederim, ya da adam bana Allah Elçisinin, müt‘ayı yasakladıktan sonra tekrar helâl kıldığını kanıtlayan dört şahit getirir.”[1]

Yukarıda işâret ettiğimiz gibi, müt‘anın harâm olmadığına dair rivâyetler daha çok Câbir ile özellikle Abdullah ibn Abbâs’a ve sahâbeden bir gruba dayanır[2] . Abdullah ibn Abbâs’ın, müt‘anın her zaman caiz olduğu hakkındaki görüşünden döndüğüne dair rivâyetler varsa da[3] bunlar güvenilir rivâyetler değildir. Müt‘aya şiddetle karşı olanlar, görüşlerine destek bulmak için İbn Abbâs’ı da görüşünden dönmüş göstermişlerdir. Ancak onun, zorunlu hallarde müt‘ayı mübâh gördüğü hakkındaki rivâyet daha mantıklıdır. Buhârî’nin rivâyetine göre Abdullah ibn Abbâs, müt‘a nikâhından soran bir kişiye, müt‘a yapması için izin vermiş, hizmetçisi ona: “Bu şiddetli hallerde ve kadınların az olduğu durumlarda (değil mi)?” deyince İbn Abbâs: “Evet” cevabını vermiştir[4] .

(devamı yarın..)


[1] . İbn Mâce, Nikâh: 44. Bu hadîs zayıf görülmektedir. Çünkü senedinde la be’se bih de_nilen bir râvî vardır. Aslında metinde recm sözünün geçmesi, ayrıca adamın sözünü ispat için dört şahid istenmesi gibi hususlar da bunun, Ömer’in ağzına konmuş bir uydurma olduğunu gösterir. Bir sözün ispatı için dört değil, iki şâhid yeter.

[2] . İbn Kesîr, Tefsîr: 1/474

[3] . Bkz. Tirmizî, Nikâh: 29

[4] . Buhârî, Nikâh: Nikâhu’l-muharrem.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş