KUR’ÂN’DA TABΑAT TASVÎRİ (39) PDF 
Cumartesi, 02 Eylül 2023 00:00

KUR’ÂN’DA TABΑAT TASVÎRİ (39)

(...dünden devam)

Ayrıca burada edebî bir incelik, bir isti‘âre sanatı vardır: Bir önceki cümlede Allah’ın her meyveyı iki çift (erkek-dişi) yarattığı belirtilmişti. Canlılarda erkek, dişisini arar, kucaklar, örter. İşte bununla uyum için gecenin de gündüzü sarıp örttüğü ifade edilmektedir. Âdetâ gece erkek, gündüz de güzel bir kadındır. Gece, sevgilisi olan gündüzü sarıp örtmektedir.

12- O'dur ki size, korku ve umut içinde şimşeği gösterir. (Yağmurla yüklü) ağır, ağır bulutlar yapar. 13- Gök gürültüsü, övgüsüyle, melekler de korkusundan O'nu tesbîh ederler. Yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Allah'ın tuzağı (cezâsı) pek çetin olduğu halde, onlar hâlâ O'nun hakkında tartışmaktadırlar." (Ra‘d: 87(13)/12-13)

Ra‘d: 87(13)/12-13. âyetlerde, Allah’ın büyüklüğünü, gücünü anlatmak için doğa yasalarına işaret buyurulmaktadır: O'dur ki size, korku ve umut içinde bark’ı gösterir.” Bark: Şimşek dediğimiz, bulutların sürtüşmesinden doğan elektrik şerâresidir. Şimşek olayı, genellikle yağmurdan önce görünür ve yağmurun belirtisi olur. Yıl­dırım çakınca insanlar korkarlar. O sırada meydana gelen gök gürültüsü, yürekleri hoplattığı gibi, yıldırımın vurduğu cisim de yanar. Yıldırım görenler, kendilerine çarpmasından korkarlar. Fakat yağmur yağacak diye de sevinirler. Korku ve umut herkeste olur. Gökgürültüsü, şimşek her insanda önce korku, ardından da umut yaratır. Yahut korku ve umut ayrı ayrı kişilerde görülür: Tarlada ekini olanlar yağmurun yağacağına sevinirler. Ama yağmurun işlerine zarar vermesinden korkanlar üzülürler. Meselâ açıkta kerpici veya çimentosu olan inşaatçı, yağmurun eşyâsını harabetmesinden korkar. Kimi yağmurun yağmasını isterken, kimi de istemez. Kimine göre hayır olan, kimine şer görünür.

İşte bu halde bulunan insanlara Allah, önce şimşeği gösterir. Sonra yağmurla yüklü ağır ağır bulutları birbiri üstüne yığar. Bulutların birbiriyle sürtüşmesinden gökgürültüsü doğar. Gökgürültüsü Allah’ı överek tesbîh eder. Tesbîh, Allah’ın eksikliklerden uzak, şânının yüce olduğunu söylemektir. Gök gürültüsü, hal diliyle, kendisini oluşturan doğa yasalarının yaratıcısı yüce Allah’ın büyük kudretini ibret kulaklarına haykırmakta, kendisinin bir rastlantı eseri değil, hikmet ve kudret sahibi Allah’ın ince yasalarıyla oluştuğunu anlatmaktadır. Düşünenler, bu doğa âyetinin sesinden, ne demek istediğini anlarlar: “Allah’ı tesbîh etmeyen hiçbir şey yoktur, fakat siz onların tesbîhlerini anlamazsınız!” (İsrâ: 50(17)/44).

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş