KUR’ÂN’DA TABΑAT TASVÎRİ (27) PDF 
Pazartesi, 21 Ağustos 2023 00:00

KUR’ÂN’DA TABΑAT TASVÎRİ (27)

(...dünden devam)

69(18)/32-44. âyetlerde, inananla inanmayan insanın durumu, düşüncesi; birinin Allah’a imandan gelen güven ve huzur duygusu; kendisini beğenen, gururlu kişinin ise perişan sonu anlatılmaktadır:

Allah, bu iki insandan birine etrafı hurma ağaçlarıyla çevrili, araları ürün ekili üzüm bahçesi vermiştir. Âyetlerin bağlamdan, ötekinin bahçesinin olmadığı anlaşılmaktadır. Malı olan, kıyâmete inanmamakta, bu malın dâima kendisinde kalacağını sanarak fakir arkadaşına karşı övünmekte, dünyâda zengin olduğu için kendisinin, Allah katında da değerli olduğunu sanmaktadır. Âhiretteki mevkiin, mal ile değil, yapılan güzel eylemlerle kazanılacağını bilmemekte, bundan dolayı servet ve mevkiiyle övünmektedir.

Ama inanan arkadaşı ona öğüt verir, kendisini bir spermden yaratıp adam biçimine sokan Allah’a karşı nankörlük etmemesini, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamasını, bahçesine girdiği zaman bunun, Allah’ın kuvvetiyle yaratıldığını, O dilemeyince hiçbir şeyin olmayacağını söylemesi gerektiğini anlatır.

Bağlamdan anlaşılıyor ki sonunda bu zengin, fakat nankör insanın ürünleri bir âfetle vurulmuş, mahvolmuştur. Ürünlerini birdenbire kaybeden adam, harcadığı paraya ve emeğe acıyarak ellerini oğuşturmaya: “Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!” demeğe başlar. Ona yardım edecek bir topluluk bulunmaz, çocuklarının kendisine bir yararı olmaz. O zaman gerçek koruyucunun, yalnız Allah olduğunu anlar.

Bunlar,inananla inanmayan insanın ruhsal durumlarını yansıtan temsîlî bir olaydır. Kur’ân-ı Kerîm’de böyle temsîlî olaylarla Allah’a bağlanmanın, insan ruhuna verdiği güven, huzur; inançsızlığın da ruhta yarattığı güvensizlik anlatılır.

Bu âyetlerde Mekkeli zengin müşriklerle yoksul Müslümanların ruhsal durumları tasvir edilmektedir. Yoksul insanlarla beraber oturmağa tenezzül etmeyen o gururlu adamların tutumlarını kınayan ve Peygamber’e onların sözlerine uymamasını emreden âyetlerden sonra bu zengin, mal sahibi müşrik ile yoksul, çocuğu ve adamı az Müslüman misalinin anlatılması, anlamlıdır ve müşriklere, sonuçlarının, o bahçe sahibi zenginin sonucuna benzeyeceğini îmâ etmektedir.

“45- Onlara dünyâ hayâtının, tıpkı şöyle olduğunu anlat: Gökten bir su indirdik, Yerin bitkisi onunla karıştı ve (sonunda bitkiler), rüzgârların savurduğu çöp kırıntıları haline geliverdi. Allah, her şeye kadirdir. 46- Mal ve oğullar dünyâ hayâtının süsüdür. Kalıcı olan güzel işler ise Rabb'inin katında sevâpça da daha hayırlıdır, umutça da daha hayırlıdır." (Kehf: 69(18)/45-46)

69(18)/45-46. âyetlerde de dünyâ hayâtının geçiciliği, yağan yağmur ile yeşeren ve bir süre sonra rüzgârların savurduğu çöp kırıntıları haline gelen bitkiye benzetilmektedir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş