KUR’ÂN’DA TABΑAT TASVÎRİ (12)

(...dünden devam)

Tûr-i Sînâ ve Tûr-i Sînîn, Filistin Dağı veya Eyle ile Mısır arasında bulunan, Hz. Mûsâ'nın Allah'ın sesini duyduğu dağdır. Bu yörede bol miktarda zeytin ağacı vardır. Zeytin ağacı yalnız Filistin'e özgü bir şey değildir. Dünyânın birçok bölgesinde yetişir. Hattâ Hicaz Bölgesinde, Tâif'ten aşağı doğru Kızıldeniz kıyı şeridinde mevcuttur. Bu husus, En'âm Sûresinin 99, 141’nci âyetlerinden de anlaşılır: "O'dur ki size gökten su indirdi. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş dâneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar; üzüm bağları; zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Her birinin meyvesine bakın: Meyve verirken ve olgunlaştığı zaman. Kuşkusuz bu size gösterilenlerde inananlar toplumu için elbette çok ibretler vardır", "(Çardaklı ve çardaksız üzüm bahçeleri ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, zeytinleri, narları -birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan hep O'dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin, hasat günü hakkını verin, fakat isrâf etmeyin; çünkü O, israf edenleri sevmez!"

20’nci âyette zeytin ağacının yetiştiği bölge olarak Tûr-i Sînâ'nın gösterilmesi, Mısır'a sefer yapan Arap tâcirlerinin geçtikleri bölgede bu ağaçlarla karşılaşmalarından ötürüdür. Belki de zeytin, buradan Güney Batı Arabistan'a getirilmiştir. O zamanki Arapların gördükleri ülkeler içerisinde en çok zeytin yetiştiren yer, Tûr-i Sînâ yöresi olduğu için âyette burası, zeytin bölgesi olarak anılır.

"14- Sıkışan(bulut)lardan şarıl şarıl su indirdik, 15- Ki onunla çıkaralım: dâne(ler), bitki(ler), 16- Ve (ağaçları) birbirine sarmaş dolaş bahçeler."(Nebe’: 80(78)/14-16)

Sıkışan bulutlardan yağmur yağdırarak yerden dâneler, bitkiler ve girift ağaçlar çıkaran Allah, elbette ölüleri diriltip huzurunda toplamağa ve muhakeme etmeğe kadirdir.

"Allah'ın yarattığı şeylerin gölgelerinin dahi nasıl sağdan, soldan sürünüp Allah'a secde ederek döndüğünü görmediler mi? (Her şeyin gölgesi yerde uzanıp kısalarak hep Allah'a secde etmektedir)."(Nahl: 70(16)/48)

Nahl: 70(16)/48. âyette Allah’ın yarattığı her şeyin sağında, solunda kısalıp uzanan gölgesinin, Allah’a boyun eğip secde ettiği vurgulanmaktadır. Gölgenin sağa sola kayması, Allah’ın yasaları gereğidir. Her varlık, gerek kendisi, gerek gölgesi, Allah’ın yasalarına uyar. Allah’ın yasalarına uymak, O’na secde etmek, yani buyruğuna boyun eğmek demektir.

(devamı yarın..)