KUR’ÂN’DA TABΑAT TASVÎRİ (8) PDF 
Pazartesi, 31 Temmuz 2023 00:00

KUR’ÂN’DA TABΑAT TASVÎRİ (8)

(...dünden devam)

Allah’ın, gökten tertemiz su indirdiği belirtildikten sonra bu suyun ölü toprağı canlandırmak, yani bitkileri, hayvanları ve insanları sulamak için indirdiği buyuruluyor. Böylece suyun hayatımızdaki iki önemli rolü belirtiliyor.

“27- Sağın adamları, nedir o sağın adamları! 28- (Onlar) Dikensiz kirazlar, 29- (Kökünden tepesine kadar) meyve dizili muzlar, 30- Uzamış gölge(ler), 31- Fışkıran sular, 32- Pek çok mevya arasında; 33- Tükenmeyen ve yasaklanmayan!" (Vâkı‘a: 46(56)/27-31)

Eylem tutanakları sağ taraflarından verilmiş olan iyi insanlar cennette sidr-i mahdûd, talh-i mandûd, zıll-i memdûd, mâ-i meskûb arasındadırlar. Sidr: Arabistan kirazı denilen ünlü nabk ağacıdır. Mahdûd iki anlama gelir: Birisi silinmiş, düzeltilmiş, düzgün; öteki meyvesinin çokluğundan dolayı dalları basıp eğilmiş demektir. Arabistan kirâzı dikenli olur. Fakat bu cennet ağacının hem dikensiz, hem de çok meyveli olduğu ifade ediliyor. Talh-i mandûd ise dikensiz bir ağaçtır ki müfessirlerin çoğuna göre muz ağacıdır. Mandûd, baştan aşağı meyve istifli demektir.

"63- Ektiğinizi gördünüz mü? 64- Siz mi onu bitiyorsunuz, yoksa bitirenler biz miyiz? 65- Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık, sızlanıp dururdunuz: 66- "Biz borçlandık, (yaptığmız masraflar boşa gitti)!" 67- "Doğrusu, biz yoksun bırakıldık!" (derdiniz). 68- İçtiğiniz suya baktınız mı? 69- Siz mi onu buluttan indirdiniz yoksa indirenler biz miyiz? 70- Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi? 71- (İki dalı birbirine sürterek) Çıkardığınız ateşi gördünüz mü? 72- Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratanlar biz miyiz? 73- Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık. 74- Öyleyse büyük Rabb'inin adını yücelt." (Vâkı‘a: 46(56)/63-74)

46(56)/63-67: Ektiğiniz tohuma dikkat ettiniz mi? Onu bitiren siz değilsiniz, biziz. Lûtuf ve rahmetimizle o dâneyi bitirip ürün yaparız. İsteseydik, onu kurutur, çöp yapardık, hiçbir şeye yaramazdı. O zaman başlardınız tefekküh etmeğe, sızlanmağa. "Eyvah masraflarımız boşa gitti, yoksun bırakıldık!" deyip dururdunuz. Meyve yemek, sevinmek anlamına gelen tefekküh, burada lâfı ağzında tekrar etmek, mırıldanmak, söylenip durmak anlamınadır. Bu kelime, hem sevinmek, hem üzülmek anlamına gelen zıd anlamlı kelimelerdendir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş