AĞAÇ VE ORMAN: YURDU GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN AĞAÇ DİKİNİZ (2) PDF 
Perşembe, 20 Temmuz 2023 00:00

YURDU GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN AĞAÇ DİKİNİZ (2)

(...dünden devam)

Orman su kaynağıdır.. Yağan yağmurlar toprağı bir şemsiye gibi örten ağaçlara çarpınca yağmurun bir kısmı ağaç dallarında, yosunlar üzerinle kalır. Bir kısmı da yere iner. Yere akan yağmur, ağaç kökleri, yosunlar ve çayırlar tarafından tutulduğu için yavaş yavaş toprağın içine geçer. Böylece toprağın altında depo edilen yağmur, kar suları ağaçlar arasından çeşmeler halinde fışkırır. Yağmur dindikten, güneş güldükten sonra dallarda kalan su da buharlaşarak bulut halinde göklere yükselir. Yine yağmur olur, araziyi sular. Ormansız yerlerde ise durum tersinedir. Yağan yağmurlar toprağı tırmalayıp denizlere sürükler, arazinin verimli kısmını alıp götürür.

Ağacın ve ormanın yalnız insanlara değil ', tüm canlılara pek çok faydaları vardır. İşte bu faydalarından dolayı sevgili Peygamberimiz: "Kıyametin koptuğunu dahi görseniz, imkânınız varsa elinizdeki fidanı yere dikiniz" buyurmuş, dünyayı onarmamızı, ağaçlandırmak suretiyle doğayı güzelleştirmemizi istemiştir.

Abdurraûf el-Munâvî, bu hadisi izah ederken şöyle diyor : “Başka bir hadiste de. ‘Deccal'i dahi görseniz elinizdeki fidanı yere dikiniz' denmiştir. Burada ağaç dikmeğe, kanallar açıp su akıtmağa teşvik vardır. Dünya tâ son dakikasına kadar ma'mur kalsın diye böyle buyurulmuştur. Nasıl senden öncekiler diktiler, sen onların diktiğinden faydalandıysan, sen de dik ki senden sonra gelecek olanlar faydalansınlar. Bu, zühd ve takvaya aykırı değildir.

"Keşşafta şöyle bir hikâye anlatılır: Eski Fars Kralları, halka zulmetmekle beraber su kanalları açmağa, ağaç dikmeğe çok önem verirlerdi. Onların Peygamberlerinden biri, bu padişahların neden böyle dünyayı onardıklarını Allah'tan sordu. Yüce Allah ona şöyle vahyetti: "Onlar ülkelerini imar ettiler ki orada kullarım yaşasın."

"Şair şöyle demiş: Kendisinden istifade edilmeyen, dünyada bir eser bırakmayan kimseye adam denmez.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş