BÂTINÎ TEFSÎRLERİ (2) PDF 
Pazar, 02 Temmuz 2023 00:00

BÂTINÎ TEFSÎRLERİ (2)

(...dünden devam)

İhvân-ı safa ile mutasavvıflar arasında benzerlik vardır, ikisi de Hakikat-i ulyâya (en yüksek hakikate) varmak amacını güderler, ikisi de bilgilerini ruhanî âlemden, Allah'ın desteğiyle vahiy ve ilham yoluyla aldıklarını ileri sürerler (İhvân-ı Safa Risaleleri, 3/280, Mısır, 1347/1926). Fakat tuttukları yol tamamen ayrıdır. İhvân-ı Safa felsefi yolla en yüksek hakikate ermek ister. Halbuki mutasavvıflar tamamen şeriat içerisinde, bütün ibadetlere ve taatlere sarılarak, dünyayı terk ederek buna ulaşmak çabasındadırlar. Hattâ ferdiyet (bireylik) bilincini tamamen yok edip ülûhiyet (tanrılık) fikrinde yok olmayı (fena) hedef tutmakla İhvân-ı Safâ'yı geçerler. Onun için İhvan-ı Safa filozof iken mutasavvıflar zâhiddirler. İhvân-ı Safa faaldirler. Siyasî faaliyete katılmış, nizamı devirmeğe çalışmışlar, İsmaîlî ve Bâtınî hareketinin nazariyecileri olmuşlardır. Mutasavvıflar aktüel (günlük) hayata karışmazlar. Uzlete çekilir, bu gölge ve hayal alemiyle ilgilenmek istemezler (Goldziher, Mazahibu't-Tefsîr, s. 231-2).

İhvan-ı Safâ'ya göre: Kimi cehennemde yılanlar, akrepler olduğuna, fasıkları yediğine, sonra onların cehennemde tekrar dirildiklerine inanır. Cennet ni'metlerini ve cehennem azabını maddî şekilde düşünür. Gerçi peygamberlerin söyledikleri tamamen doğrudur. Ama bu zalim ve kâfirlerin anladığı şekilde değildir. İnsanlar başka türlü anlayamadıkları için bu şekilde ifade etmişlerdir. Yoksa iş, bunun ötesindedir ki, onu ancak Allah ve ilimde rasih olanlar bilir.” (Resailu İhvani's-Safa, 3/78) “Cennet, cismanî heyula olmayan ruhlar âlemidir. Kıyamet kalkmak demektir. Ruh ne zaman hapsolunduğu şu cisimden kurtulup kalkarsa, işte o zaman kıyamet kopmuş, yani kalkmıştır. Çünkü ruh, cesedde iken kalkamıyordu. Ruhlar âlemi, ebedî dirilik ve ruhanî lezzet olan Cennettir. Cehennem ise Kamer feleği altında bulunan değişme, istihale ve belâda daim olan(sürekli değişen, dönüşümlü olan) bu kevn-ü fesad (oluşma ve bozulma) âlemi, yani cesetler âleminden ibaret olan dünyadır. Bunun ehli:

Derileri olgunlaştıkça -azabı tatsınlar diye- onlara başka deriler veririz.” (Nisâ Sûresi: 56)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş