KIRÂATLER MES’ELESİ (12) |
Cuma, 28 Mayıs 2021 00:00 | |||
KIRÂATLER MES’ELESİ (12)(...dünden devam) Urve’nin rivayetine göre Hz. Âişe’ye: “لَكِنِ الرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ مِنْهُمْ” (Nisa: 98/162) âyetinde “الْمُقِيمُون”nin, “الرَّاسخون”a atfen merfu okunması gerekirken mansubolarak “المقيمين” yazılmış olmasını, Mâide Sûresinde: “إنَّ الَّذين آمنوا والَّذين هادوا وَالصَّابِئون” (Bakara: 92/62, Mâide: 69) âyetindeki (إنَّ)nin ismine bağlı olarak “الصابئين” yazılması gerekirken merfû‘ yazılmış olmasını; Tâhâ Sûresinin “إنَّ هَذَانِ لَسَاحِرانِ” (45/63) âyetinde (إنَّ)nin ismi olan “هذان”nin mansûb olarak “هَذَيْنِ” şeklinde yazılması gerekirken merfû yazılmış olmasını sormuşlar; “Bu, yazanın hatâsıdır” diye cevap vermiştir. Hz. Âişe ve Osman’dan rivayet edilen sözlerden dolayı Ebû ‘Amr ibn el-‘Alâ ve Îsâ ibn Ömer: “إنَّ هَذَيْنِ لسَاحِرَان” okumuşlardır. Âsım el-Cahderî ise âyetleri resmî Mushafın imlâsına göre yazar, fakat “إنَّ هذَيْن لَسَاحِران”, “وَالْمُقِيمِين الصلوة”yi “والمقيمون”, “إنَّ الَّذين آمنُوا وَالَّذين هادوا والصابِئون ”yi “والصابئين “, Bakara Sûresindeki “والصَّابِرون فى البَأساء والضَّرَّاء” (92/177) yi “والصابرين” okurmuş. İlginç bir husus: Haccâc’ın, Âsım ibn Rumh ve Alî ibn Asma‘ı görevlendirip Mushafları taramalarını, Osman Mushafına aykırı buldukları bütün mushafları kesip sahiplerine altmışar dirhem vermelerini emretmiş olmasıdır. Abdullah ibn Mes‘ûd: “Ben Allah Elçisi’nin ağzından yetmiş sûre aldım. Allah’ın Elçisi(s.a.v.)in ağzından aldığımı bırakır mıyım hiç?” demiş (el-Fethu’r-Rabbânî: 18/35). Böylece Zeyd’in derlediği Osman Mushafına dönmemiş, kendi Mushafına bağlı kalmıştır. Hz. Alî ve Abdullah ibn Abbâs: “أَفَلَمْ يَيْئسِ الَّذِين آمنُوا أنْ لَوْ يَشَاءُ اللهُ لَهَدَى النَّاسَ جَمِيعًا” (Ra‘d: 87/31) âyetini “أَفَلَمْ يَتَبَيَّنِ الَّذِينَ آمَنُوآ” okumuşlardır. Abdullah ibn Abbâs’a, âyetin “أَفَلَمْ يَيْئسِ” şeklinde yazılmış olduğunu söylemişler; “Sanıyorum kâtip uyuklayarak öyle yazmış(hemze ilâve etmiş)tir” demiştir (Kurtubî, el-Câmi‘: 9/320). Abdullah ibn Mes‘ûd: “فَصِيَامٌ ثلَاثَةِ أَيَّامٍ” (Mâide: 110/89) âyetini “مُتَتَابِعَات” ilâvesiyle “ فَصِيَامٌ ثلَاثَةِ أَيَّامٍ مُتَتابِعاتٍ” şeklinde okumuştur (el-Câmi‘: 6/283). Abdullah ibn Mes‘ûd ve Ebû’d-Derdâ: “وَمَا خَلَق الذَّكَرَ وَالأُنْثَى” (Leyl: 9/3) âyetinden “وَمَا خَلَق” düşürerek “وَالذَّكَرَ وَالأُنْثَى” (Kurtubî, el-Câmi’: 20/81; İbnu’l-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân: 2/309); Hz. Ömer ve Abdullah ibn Mes‘ûd, Cum‘a Sûresindeki: “فَاسْعَوْا إلَى ذِكْرِ اللهِ” âyetini “فَامْضُوا إلَى ذِكْرِ اللهِ” okumuşlardır (Kurtubî, el-Câmi‘: 13/102; el-Burhân: 1/215). (devamı yarın..)
|