Dua ne için olmalı?

Dua ne için olmalı?

Sayın Hocam, öncelikle hürmetle ellerinizden öper, her konuda bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Yazılarınız sayesinde imanım daha da arttı çok şükür ve Allah'ıma daha sıkı bağlandım. Allah sizden razı olsun. Benim sorum, insan her türlü şey için dua edebilir mi? Benim fiziksel bir sorunum var ama maalesef tıbbın buna çözümü yok. 10 yıldır doktorlara gittik, ne denediysek olmadı, sonunda kapılar kapandı. Ben de umudumu kesip duayı bıraktım. Buhranlı dönemimde Kur’ân-ı Kerim mealini okumaya başladım.

Orada Hz. Zekeriya'nın duasını okudum ve öğrendim ki 100 yaşında üstelik hanımı da çocuk sahibi olamazken Allah onlara bir evlat verdi. Ayrıca Rabbim Kur’ân'da çok defa ümidinizi kesmeyin, her zorlukla beraber bir kolaylık vardır diyordu. Bunlar benim ümidi kesmememi, duaya devam etmemi sağladı. Her namazdan sonra derdimin gitmesi için Allah'a yalvarmaya başladım. Ancak içimde bir de korku uyandı. Hz. Zekeriya ya da diğer üstün insanlar Allah'ın sevgili kullarıydı ve bir misyonları vardı. Benim gibi aciz bir kul acaba imkânsız bir şeyi Allah'tan isteyerek haddini mi aşıyordu?

Elbette Allah için imkânsız yoktur ama, bazı kuralları da yine O koymuştur. Öyleyse ben Rabbimden her şeyi gönül rahatlığıyla isteyebilir miyim? Acaba dua ettiğimi sanıp gaflette olabilir miyim? Bir de nefsin istediği bir şeyle Allah'ın imtihanına karşı mı gelmiş oluyorum? Bu konuda beni bilgilendirir ve selamete ermem için dualarınıza dâhil ederseniz çok memnun olacağım. Allah razı olsun. T. C.

Cevap: Kardeşim, Allah kulunun kendisine dua etmesin­den, yalvarmasından hoşlanır. Her türlü meşru şey için dua edebilir, dileğini Allah'tan isteyebilirsin. Hz. Eyyub da "Bana bu zarar (hastalık) dokundu, sen merhametlilerin merha­metlisisin!" diye yalvarıp Rabbinden şifa dilememiş miydi?

Diyorsunuz ki onlar dua etti ama üstün insanlardı, mis­yonları vardı. Bizim gibi aciz kulun ne misyonu var ki Allah'­tan dilekte bulunsun, sağlık istesin? Sözünüzden bu anlaşılıyor.

Bence bu düşünceniz yanlış. Her kulun bir misyonu vardır. Büyük bir velî:

"Eğer kebir (büyük) eğer sağîr (küçük), velev ki olsa bir esîr,

Ednâ (aşağı, hakir) görüp oynatma kaş!" diyerek herkesin Allah ile bağlantısı bulunduğunu belirtiyor. Madem ki Allah bizi yaratmış, sizi yaratmış, demek ki size bir misyon yüklemiş. Ama siz misyonunuzun farkında olmayabilirsiniz. Ruhunuz manen hizmet ediyor ama siz bunu bilemezsiniz.

Size verilen dert de aslında en azından derecenizin yük­selmesi, ruhunuzun olgunlaşması için verilmiştir. Allah abes iş işlemez.

Rivayet edilir ki: Karnı su toplayan İmran ibn Husayn, otuz yıl sırt üstü yatmış, kalkamaz, oturamazmış. Yatağında açılan bir delikten hacetini yaparmış. Mutarrif b. Abdullah ve kardeşi Alâ’, kendisini sormağa gelmişler. İmran’ın halini gören Mutarrif ağlamağa başlamış. İmran:

— Niçin ağlıyorsun? demiş.

— Seni bu halde görünce ağladım, demiş.

— Ağlama, demiş, Allah bu hali benim için istemiş, sevmişse ben de onu benim için severim. Sana bir şey söyleyeyim, belki Allah, seni bu söyleyeceğimle yararlandırır. Fakat bunu, ben ölünceye dek kimseye söyleme: Melekler beni ziyaret ediyorlar, ben onlarla ünsiyet ediyorum. Bana selâm veriyorlar, selâmlarını duyuyorum. Ve biliyorum ki büyük nîmete sebebolan bu belâ, bana bir ceza değildir."

Şimdi belâsında böyle bir nîmet gören kimse, o belâya razı olmaz mı? (İhyâ: 4/320-322)

Bir cemaat, akıl hastanesinde tutulan Şiblî’yi sormağa gitmişler. Önünde taş bulunan Şiblî, onlara:

— Siz kimsiniz? demiş.

— Biz seni sevenleriz, demişler. Onları taşlamağa baş­la­mış. Kaçmışlar.

— Öyle ise ne diye beni sevdiğinizi iddia ediyorsunuz? Sözünüzde doğru iseniz belâma sabretsenize! demiş (İhyâ: 4/323).

Rızâ, her konuda kaderin akışına sevinme, her hali hoş­görü ile karşılama, gönül huzuru, kanâat, Hakk'a teslîmiyyet, O'nun seçip yaptığının iyiliğine güven doğurur. Allah’ın kazâsını başkasına şikâyet etmekten, aşırı sızlanmaktan alıkor. Bu kul: “Lütfun da hoş, kahrın da hoş!” diyecek olgunlukta bu­lunur.

Şimdi siz Allah'a yalvarın, derdinizin şifasını O’ndan dile­yin. Allah, kulunun kendisine yalvarmasından hoşlanır. Duan hemen kabul edilmese dahi senin için âhirette ni­metlere dönüşür, zayi olmaz. Allah size sabır ve şifa ihsan buyur­sun.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş