Kur’ân, ideolojilere alet edilmemeli *** Vefat eden babamın parasını nereye vereyim?
Perşembe, 16 Şubat 2012 00:00

Kur’ân, ideolojilere alet edilmemeli

Saygıdeğer Muhterem Hocam Sn. Prof. Dr. Süleyman Ateş,

Şu anda en çok tartışılan konu Nahl 71 de geçen âyetin bazı İslami yazarlar tarafından dinimizde ihtiyaç fazlası olan malların hepsinin paylaşılması gibi yorumlarda bulunmaları.

Daha açık olarak söylenirse ‘’Zenginler mallarını arada bir fark kalmaz, eşit hale geliriz diye yanlarındakiyle paylaşmıyorlar, Allah’ın (C.C) nimetini mi inkâr ediyorlar diye açıklıyorlar ve malın ihtiyaç fazlasının hepsinin verilmesi gerektiğini belirtiyorlar’’.

Tefsir ve Kur'an ilimleri denilince size büyük söz düşer. Allah (C.C) kullarını zenginlik ya da fakirlikle imtihan eder. Bir kişi zekâtını veriyorsa kalan parasını illa kendi emri altında çalışanlara verip maddi anlamda kendini emri altında tuttuğu kişilerle eşit duruma getirme zorunluluğu var mıdır? Bu şekilde Nahl 72-73-74, Bakara 273 ve Tevbe 60 ayetlerini de içine alarak anlam yüklenmesi veya tefsir edilmesi doğru mudur?

Siyasi bir ideolojiyi dine adapte etmenin mantığı var mıdır? Hayr bile kişiye özgüdür insan yaparsa yapar, yapmazsa yapmaz. Allah (C.C) verdikleriyle bizi imtihan eder. Zekât vermeyen kişinin bile sorumluluğu Hak Teala’yadır. Zorla kişiye bir şey yaptırılabilir mi? Din gönül ve teslimiyet işidir. Bunu da kişi kendi özgür iradesi ile karar verip Allah (C.C) kudret ve kazasında olan fiilleriyle gösterir.

Bir başka önemli konu da eğer bu şekilde âyetlerin tevili yapılırsa Allah (C.C) %2.5 luk Zekât şartı nesh edilir ve zekât verme tamamen kalkar, kişiler kendi ihtiyaçlarının dışındakilerinin hepsini verir. Allah (C.C), ayetleri birlikte okuduğum kadarıyla bizi sadece 1 yıllık sürede borç-masraflar çıktıktan sonra eğer kalan bir meblağ varsa bunun zekâtı ile sorumlu kılıyor. Değerlendirmenizi merak ediyorum.

Cevap: O tür yorum yapanlar, şayet Sabancı gibi zengin olsalardı acaba mal varlıklarını yoksullarla paylaşıp onlarla eşit duruma gelmek isterler miydi? Bunlar fantezi yorumlardır. Eğer zenginin, ihtiyaç fazlası malını dağıtma zorunluluğu olsaydı, artık zekât ve sadaka diye bir şey olmazdı. Ama mal yığmamak, ihtiyaçtan fazlasını başkalarıyla paylaşmak fazilettir, övgüye layık bir şeydir, tasavvufun da temel prensiplerindendir ama zorunlu bir şey değildir.

Sözünü ettiğiniz kişiler Ebu Zerri Ğifarî görüşünü belirtmiş oluyorlar ama onun görüşleri ekstrem kabul edilmiş ve bu tutumundan ötürü kendisi Hz. Osman tarafından Şam'dan getirtilip Medine yöresindeki Rebze'de ikamete mecbur edilmiştir. Hiç kimsenin, insanlığa felaket getirmiş olan bir ideolojiyi İslam’a yamamaya hakkı yoktur.

 

Vefat eden babamın parasını nereye vereyim?

Sayın Hocam, babam 40 gün önce vefat etti. Bankada bir miktar parası vardı. Bizim bu paraya çok şükür ihtiyacımız yok.

Bunu Babamın hayrına nasıl değerlendirebiliriz. Sağlığında başka birini onun yerine hacca göndermek istediğimi söylemiştim.

Kendisi kalp hastasıydı ve gidemiyordu. Şimdi, Hac zamanı birini onun niyetine gönderebilir miyim? Parasını nasıl hayır için kimlere dağıtabilirim, ne yapabilirim?

Babamın arkasından her zaman dua edip, Yüce Allahtan mağfiret diliyorum. Onun için nasıl dua edebilirim, ne yapabilirim?

Bu konuda Size ve derin bilgilerinize sonsuz güvenim ve ihtiyacım var.   Saygıla­rımla.

Cevap: Ben size birini hacca gönderme yerine bir yoksul talebeyi okutmanızı tavsiye ederim. Bizzat sizin bir öğrenciyi bulup direkt ona yardım etmeniz, bedel hacdan daha makbul bir ibadettir. Zaten babanız hacca gidemeyecek kadar hasta veya güçsüz idiyse ona hac farz olmamıştır. Hac, yoluna gücü yetenlere farz olur.

Kaldı ki yapılacak bedel hac, bir ayda biter. Sevabı da bir kereye mahsustur. Oysa elinden tutulup okutulan bir öğrenci ülkeye ilim yaydıkça, hizmet ettikçe babanız o ilimden ve hizmetten pay alır. Bunu ne güzel ifade etmiş Hz. Mevlânâ:

Dil bedest âver ki hacc-ı ekberest

Ez hezârân Ka’be yek-dil bihterest

Ka’be bunyâd-i Halîl-i Âzereste

Dil nazargâh-i Celîl-i Ekberest

(Gönül almaya bak ki gönül almak en büyük hacdır.

Bir gönül binlerce Ka’be’den daha iyidir.

Çünkü Ka’be Âzer oğlu İbrahim Halîl’in binasıdır.

Oysa gönül Büyük Allah’ın yapısıdır.)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş