GİYİMDE, SÜSTE HELÂL VE HARAM OLANLAR (1) |
Pazartesi, 15 Nisan 2019 00:00 | |||
GİYİMDE, SÜSTE HELÂL VE HARAM OLANLAR (1)Altın yüzük takmak ve İpek giyinmek haram mıdır? 1) İslâm'da güzel olan şeyler helâldir. Tabiî maksadımız, İslâm ölçülerine göre güzelliktir. Cenâb-ı Hak, ni'metinin eserini kulunun üzerinde görmek ister. İslâm'a göre giyimden maksat, avret yerini örtmek ve süstür. Yüce Allah Araf Suresinde: "Ey Âdem oğulları, avret yerlerinizi örtmeniz ve süslenmeniz için size elbiseler indirdik.", "Ey Âdemoğulları, her mescide girdiğinizde süsünüzü alınız, yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz." (A’raf: 26, 31) Buyurmaktadır. 2) İslâmiyyet, temizlik ve güzellik dinidir. Allah'ın sınırları içinde kalmak şartıyla süslenmek helâldir. Yüce Allah şöyle buyurur: "De ki: Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim yasakladı? De ki onlar dünyada mü'minler içindir, âhirette de tamamen mü'minlerindir." (A'râf: 32) Yalnız iki süs var ki, kimi kişi rivâyetlerine göre Hz. Peygamber (sav), bunları erkeklere uygun görmemiştir: Altın takmak ve saf ipek giymek (Tirmizî. Libâs. 1, 2: İbn Mâce, Libâs 19). Hz. Peygamberin "İpek giymeyin, çünkü onu dünyada giyen, (erkekler) âhirette giymeyecektir." (Buḫârî: Müslim, Libâs, 2) dediği, bir sahâbinin parmağında altın yüzüğü çıkarıp attığı ve: "Biriniz, ateşin bir kor parçasını eline almağa yelteniyor.'" (Müslim, Libâs. 11) buyurduğu rivayet edilir. Erkeklere gümüş yüzük takmak helâldir. Gösteriş için olmayıp evlenme işareti olan halka yüzüğün caiz olduğunu Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesinde kanıtlarıyla izah etmiştir (Prof. Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 4/365-367). Bu sözlerin, gerçekten Hz. Peygamber’in sözü olduğu kuşkusu vardır. Çünkü Peygamber’in, bu sözün tersine uygulamaları rivayet edilmiştir. Eğer Peygamber’e aitse bu yasaklamanın, o zamanki ekonomik darlıktan ileri geldiğini, Peygamber’in torunu Ca'fer-i Sâdık açıklamıştır. Süfyan-i Sevrî, üstten ipek, alttan sof giyen İmâm Ca'fer'i güzel elbiseler içinde görünce hayretini gizleyememiş: – Ey Allah Elçisinin oğlu, bu, ne senin, ne de atalarının elbisesi değildir, demiştir. Ca'fer ona: – Ey Sevrim, o zaman darlık zamanı idi. Şimdi genişlik zamanıdır, her şey boldur, demiş, sonra cübbesinin altına giydiği sofu göstererek: – İşte Allah için giydiğimiz elbise budur. Bu üstteki de sizin için giydiğimiz elbisedir. Allah için olanı gizledik, sizin için olanı gösterdik, demiştir (Hilyetu'l-evliyâ, 3/193; el-Kevâkib, l. 95). (devamı yarın..)
|