PARFÃœM VE GIDADA KULLANILAN BAZI MADDELER (1) PDF 
Pazartesi, 01 Ekim 2018 00:00

PARFÃœM VE GIDADA KULLANILAN BAZI MADDELER (1)

Efendim selamlar. Hürmetle ellerinizden öperim. Allah sa'yinizi meşkur eylesin.

Bendeniz güzel kokuları çok seven biriyim. Bu konuyla ilgili aklıma birkaç soru takıldı. Peygamber Efendimiz'in misk ve amber kullandığını biliyoruz ama ceylana benzeyen hayvandan elde edilen miskten baÅŸka miskler de mevcut. Civet kedisi denilen hayvanın anüslerinden elde edilen civet miski maddesi caiz midir?

Ä°kincisi kunduzların yine anal salgılarından elde edi­len Cas­to­reum adlı madde hem parfümeride hem de gıdalarda koku vermek için kullanılıyor. Kunduz gibi eti yenmeyen hayvanlardan elde edilen bu maddelerin kullanıldığı parfüm ve gıdalar için durum nedir?

Son olarak parfümlerde deri notası dediğimiz bir koku vardır. Bu koku genellikle ağaçlardan elde edilir fakat bazı firmalar bunu gerçek deriden de elde ediyorlarmış. Böyle bir durumda domuz gibi haram olan bir hayvanın derisi kullanılsa durun ne olur?

Baki muhabbetle. Mevlam derecatınızı âli eylesin...

 

Cevap: Güzel koku haline getirilmiÅŸ her madde helaldir. Allah'ın Kitabında haram olduÄŸu belirtilmeyen ÅŸeyler helâl­dir. Kim­senin kendi düşüncesiyle haramları artırmaya hakkı yoktur. Haram olan domuzun etidir, domuz etini yemektir. Fakihler, Domuz kılını ayakkabı yapımında veya gemi boyamada kullanmakta bir sakınca görmemiÅŸlerdir. Domuz derisinden parfüm elde edildiÄŸini bilmi­yorum ama öyle olsa bile dediÄŸim gibi domuzun etini yemek haramdır ama derisinden elde edilmiÅŸ parfümü kullanmak haram deÄŸildir. Çünkü Kur'ân'da böyle bir hüküm yoktur. Domuz deri­sinden elde edilen iplikle dikilmiÅŸ ayakkabıyı giymek caiz olduÄŸuna göre aynı maddeden elde edilen kokuyu sürmekte de sakınca yoktur. Ayrıca domuz eti yemek haramdır ama baÅŸka yiyecek bulamayan kimse pekâlâ domuz etini de yiyebilir. Çünkü Kur'ân şöyle buyurur: 

"Allah size leÅŸ, kan, domuz eti ve Allah'tan baÅŸkası adına kesileni harâm kıldı. Ama kim çaresiz kalır da baÅŸkasının hakkına saldırmamak ve sınırı aÅŸmamak üzere (bunlardan yerse) muhakkak ki Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir." (Nahl: 70/115; Baka­ra: 92/173)

Ä°nsanlar eskiden kalma geleneklerinin, yetiÅŸtikleri ortamın etki­siyle bazı hayvanları yemekten tiksindiklerinden dolayı, birçok hay­van etinin harâm olduÄŸunu bildiren rivayetler üretmiÅŸlerdir. Bunlar, geleneklerin, bilinçsiz veya bilinçli olarak hadîs rivayetine dönüş­türülmesidir. Âyetlerde sayılanların dışında birçok hayvanın etini harâm kılan rivayetler, aslında insanların düşünceleriyle önce Yahûdî dinine sokulmuÅŸ, Yahûdî dinindeki baÄŸlayıcı yasaklar, hadîs ÅŸekline getirilip Ä°slâm dinine de sokulmuÅŸ, böylece fıkıh Kitâblarına girmiÅŸtir. Böylece geniÅŸ ve kolay din zorlaÅŸtırılıp ayrıntıya boÄŸul­muÅŸtur. Bir ulus, örfen tiksindiÄŸi ÅŸeyleri yemeyebilir ama örfü kesin din hükmü olarak görmek ve bununla Kur'ân'ı geçersiz kılmak yanlıştır. Evhâm, vesvese ve hurâfe ile Allah'ın verdiÄŸi nimetleri harâm saymak büyük hatâdır. Nahl: 70/116'da kendi düşünceleriyle ürettikleri harâm ve helâli Allah'ın hükmü gösterenlerin iflah olmayacağı vurgulanmıştır.

(devamı yarın..)

Son Güncelleme: Pazar, 30 Eylül 2018 14:40
 

 

   Copyright @ Süleyman AteÅŸ