MESCİD-İ AKSÂ: TARİHÎ BOYUT (5)
Cuma, 22 Aralık 2017 00:00

MESCİD-İ AKSÂ: TARİHÎ BOYUT (5)

(...dünden devam)

Antlaşma haberini duyan Remle halkı ve yöre halkları da benzeri bir antlaşmanın kendileriyle de yapılmasını, bu güvencelerin kendilerine de verilmesini istediler.

Antlaşmayı tamamladıktan sonra Ömer bölgeyi Alkame bn Hakîm, ile Alkame bn Mu­cerrez yönetimine bıraktı. Birincisini Remle yöresine, ikincisine de Kudüs ve yöresine vali atadı.

Ömer, Filistin Barış Antlaşmasını tamamladıktan sonra Kuzey Şam’­dan gelmiş olan Ebu Ubeyde ve Halid bn Velîd’i beraber­lerin­de­ki­lerle birlikte yine görevlerine gönderdi. Kimi rivayetlere göre Ebu Ubeyde ve Halid, Ömer’le birlikte Kudüs’ü ziyaret ettikten sonra yerlerine dönmüşlerdir.

Sonra Ömer Amr bn Âs ve Şurahbîl bn Hasene’yi yanına alarak Kudüs’e gitmek istedi. Atının ayaklarının yürümekten zayıfladığını gördü. Birkaç gün atını dinlendirdikten sonra atına binerek Kudüs’e girdi. Patrik Saferneyos ve kentin ileri gelenleri kendisini karşıladılar. Onlara iltifat eden Ömer, yanına oturttuğu bu adamlarla sohbet etti. Böylece onlara kendisini sevdirdi. Söylediklerinde ve va’dlerinde doğru, hak­sever, âdil, mütevazı bir hükümdar olduğunu gördüler. Kayser döneminin o baskıcı, kibirli ve gururlu yöneticileri nerede, bu alçakgönüllü, haksever, âdil, Hak hukuk önünde herkesi eşit gören barışsever insan nerede?

Sohbet ilerlemiş, akşam olmuştu. Sabahleyin tekrar buluşmak üzere ayrıldılar. Yalnız kalan Ömer de Allah’ın lütuf ve nimetine şükretti. Sabah olunca Saferneyos ve adamları geldiler. Onunla birlikte kenti dolaşan, eski eserleri, Hıristiyanlığın Hac merkezini gören Ömer, Kıyamet Kilisesine geldiğinde namaz vakti de girmişti. Patrik Kilise içinde namaz kılmasını istedi. Ama Ömer: burada namaz kıldığı takdirde sonra gelen Müslümanlar, burada namaz kılmanın sünnet olduğuna inanırlar ve burasını Hıristiyanların ellerinden alırlar. Böylece verilen güvenceye aykırı hareket etmiş olurlar gerekçesiyle Kıyamet Kilisesi içinde namaz kılmadı. Aynı sebeple yine oraya yakın bir yerde bulunan başka bir kilisede de namaz kılmamıştı. Süleyman Ma’bedi tepeleri üzerindeki Kutsal Ka­ya’nın yakınına serilen bir sergi üzerinde namazını kılmıştır. Sonra Müslümanlar Ömer’in namaz kıldığı o mekânda büyük bir Mescid yapmışlardır. İşte O Mescidin adı Mescid-i Aksâ’dır. Fakat Ömer zamanında yapılan bu Mascid, Peygam­ber Mescidi gibi gayet sade yapılmıştı.

Bazı müsteşriklere göre Ömer, içinde çeşitli resimler ve heykeller bulunduğu için Kilisede namaz kılmamış ama Patriği ve adamlarını incitmemek için gerçek sebebi gizlemiştir. Bu yorum doğru değildir. Çünkü İslâm tarihindeki uy­gulamalar bu görüşü çürütmektedir. Nitekim Ömer, yine Saferneyos’la beraber Beyt-Lahm’deki Mehd (Beşik) kilisesini de ziyaret etmiş, namaz vakti girince kilisenin içinde namaz kılmıştır. O kilisede de resim ve heykeller vardı, hatta buradaki resimler ve heykeller, Kıyamet Kilisesinde bulunandan daha çoktu. Sonra Kilisede namaz kılmasının, Müslümanlar tarafından Sünnet olarak algılanarak Hıristiyanları buradan çıkaracaklarından endişe ederek Patriğe, bu kilisenin Hıristiyanların ellerinden alınmamasına ve buraya sadece bir tek kişinin günde yalnız bir kez girebileceğine dair güvence yazmıştır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş