ARABADA NAMAZ KILMAK (2)
Çarşamba, 13 Aralık 2017 00:00

ARABADA NAMAZ KILMAK (2)

(...dünden devam)

Bu şekilde namazlar sadece iki rek'at kılınır. Bir rek'at dahi kılmak yeterlidir. Görüldüğü üzere bu namaz, Allah'ı hatırlamadan ibarettir. Zira iki tekbir dahi kâfi görülmüştür. Böyle tehlikeli anlarda namaz, Müslümanı meşgul edip tehlikeye atmaz, onu savaştan geri koymaz. İslâm’da güçlük yoktur. Tabii bu şekilde namaz, gerçekten her an tehlikenin gelebileceği durumlarda kılınır.

Savaş alanında fakat muharebenin olmadığı zamanda, Kur'ân-ı Kerîm, şöyle namaz kılınacağını ta'rif ediyor: "Yer yüzünde sefere çıktı­ğınız zaman inkâr edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Muhakkak ki kâfirler, sizin açık düşmanınızdır. (Ey Muhammed), sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın vakit, onlardan bir bölük, seninle beraber namaza dursun ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. (Namazdakiler), secdeye vardıklarında arkanıza geçsinler, bu kez namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar; korunma tedbirlerini ve silâh­larını da alsınlar.” (Nisâ Sûresi: 101-102)

Abdullah ibn Ömer, Hz. Peygamber'in, korku namazını şöyle kıldırdığını anlatıyor: "Allah'ın Resulü (s.a.v.), savaşlarından birinde korku namazı kıldırdı. (Askerden) bir bölük, kendisiyle beraber namaza durdu, bir bölük de düşmanın karşısında (tetikte) bekledi. Kendisiyle beraber namaza duranlar bir rek'at kılıp gittiler, bu kez ötekiler geldiler. Resulullah, onlara da bir rek'at kıldırdı. Sonra her bölük, (bulundukları yerde) birer rek'at daha kıldılar.”

Dediğimiz gibi bu şekilde namaz, korkunun ve tehlikenin fazla olmadığı zamanlarda kılınır. Ve herkes, büyük hüsni zan beslenen bir imamın arkasında namaz kılmak isterse böyle yapılır. Şayet her bölük kendi bulunduğu yerde, ayrı ayrı imamlar arkasında kılacak olursa buna lüzum kalmaz. Bu, ancak velî olduğuna inanılan, büyük hüsni zan beslenen muhterem bir zat arkasında bütün cemaat namaz kılma arzusunu gösterdiği zaman uygulanacak bir yöntemdir. Şayet böyle namaz kılmak tehlikeli olursa, yukarıda belirtildiği üzere îmâ' ile kılınır. Abdullah ibn Ömer şöyle diyor: "Korku fazla ise o zaman binek üzerinde ya da yürüyerek namaz kıl, rükû ve sücudu başını eğmek suretiyle yap." (Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn, bâb: 57, hadîs 305-306).

Buhârî, "Kaleleri kuşatma ve düşmanla karşılaşma durumunda namaz" babında Evzâ'î'den naklen şöyle diyor: "Fetih hazırlığı içinde (mü'­minler) namaz kılamazlarsa herkes kendi başına îma ile kılar. İmâ da yapamazlarsa savaş sona erip güvene kavuşuncaya kadar namazı ertelerler. Güvene kavuştuklarında da iki rek'at kılarlar. Bu mümkün değilse bir rek'at kılıp iki secde yaparlar. Bunu da yapamazlarsa yalnız tekbîr kâfî gelmez, tam güvene kavuşuncaya kadar namazı ertelerler. Mekhûl de böyle demiştir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş