ERKEK VE KADININ AVRETİ SORUNU (4)
Cumartesi, 09 Aralık 2017 00:00

ERKEK VE KADININ AVRETİ SORUNU (4)

(...dünden devam)

“Mâlikîler de, erkek ve kadının avretini galîz ve hafîf olarak ikiye ayırırlar. Onlara göre erkeğin avreti, cinsel organı ile poposudur. Bunun dışında kalan, göbekle diz kapağı arasındaki yerler hafif avrettir. Kadının göğsü, göğüs hizasındaki sırtı, kolları, boynu, başı ve dizden aşağısı hafif avrettir. Bunların dışındaki yerleri ise galîz avrettir. Mâlikîlerin bu şe­kildeki ayırımı, bu yerlere bakmayı olmasa bile namazda örtünme hük­münü etkiler. Buna göre hafif avret sayılan yerleri açık olarak namaz kılan kim­senin namazı geçerlidir, fakat bu davranışı mekruh sayılır. Diğer yandan Şâfi‘î ve Hanbelî mezheplerinde kadının ayaklarını da namazda örtmesi gerektiği ileri sürülürken Hanefî mezhebinde ayak, avret dışı tutulmuştur” (Mehmet Şener, Avret, Diyanet Vakfı Ansiklopedisi: 4/125)

Şimdi burada el-Fıkh alâ’l-mezâhibi’l-arba‘a’dan, dört mezhebin görüşünü aktaracağım:

“Mâlikîlere göre kadının erkek mahremlerine avreti, yüzü ve etrafı hariç, bütün bedenidir. Etrâfı da başı, elleri ve ayaklarıdır.

Hanbelîlere göre kadının erkek mahremlerine avreti, yüzü, boynu, başı, elleri, ayakları ve bacaklarının diz kapağı altıdır?

Şâfi‘îlere göre yabancı erkeğe, kadının yüzü ve elleri avrettir.

Mâlikî ve Şâfi‘îlere göre erkeğin namaz dışındaki avreti, bakanlara göre değişir: Mahremlere ve erkeklere avreti, göbekle diz kapağı arasıdır. Yabancı kadına ise erkeğin bütün bedeni avrettir. Yalnız Mâlikîler yüzü, etrafı (başı, elleri, ayakları) avret saymamışlardır. Eğer yabancı erkek, şehvetle bakmıyorsa buralar avret değildir ama şehvetle bakarsa men‘­edilir (engellenir). Şâfi‘îlere göre buralara bakmak harâmdır.

Hanbelîlere göre aralıklı bakmak harâm değildir, çünkü ara vermekle harâmlık gitmektedir.

Mâlikîlere göre yaşayan kadına aralıklı bakmak caizdir, ama ölmüş kadına aralıklı bakmak da harâmdır.” (el-Fıkh alâ’l-mezâhibi’l-arba‘a: 1/192-193)

‘Alâu’d-dîn ibn Mes‘ûd el-Kâsânî, Bedâi‘u’s-sanâyi‘ fî tartî­bi’ş-şerâyi‘ adlı eserinde şöyle diyor:

“Nikâh düşmeyen mahrem erkeklerin, kadının başına, saçına, ku­laklarına, göğsüne, pazusuna, memesine, bacağına, ayağına bakması helâl­dir. Çünkü yüce Allah:“zînetlerini göstermesinler, sadece koca­ları­na, ya­hut babalarına...gösterebilirler” buyurmuş, zînetlerini gösterebile­cekleri mahremleri belirtmiştir. Bunların, gösterme yasağı dışında tutul­ması, gös­termeyi mübah kılar.

“Gösterilmesi yasak olan, ziynetin kendisi değil, takıldığı organdır. Yoksa zînetin kendisini göstermek yasak değildir. Gösterilmesi caiz olan zînet yerlerine bakmak helâl olduğu gibi dokunmak da helâldir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş