HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (6)
Perşembe, 22 Haziran 2017 00:00

HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (6)

(...dünden devam)

İslâm, güzel işlere, ibâdetlere, güzel ahlâka götüren îmândır. "Namaz, fuhuştan ve çirkin işlerden meneder." (Ankebût: 85/45) Sâhibinin ahlâkını düzeltmeyen, onu fuhuştan ve çirkin işlerden menetmeyen namaz, Kur'ân'ın tanımladığı namaz değildir.

Bu âyetlerin anlamında pek çok hadîs de vardır. Bir münâ­sebetle üç kez: "Takvâ ancak buradadır!" (Müslim, Birr: 32; Tirmizî, Birr: 18; İbn Hanbel, Müsned: 2/277, 360, 3/135) deyip kalbini işâret eden Peygamber (s.a.v.): "Dikkat edin, vücutta bir et parçası vardır ki o düzelince bütün vücud düzelir, o bozulunca bütün vücud bo­zulur. Dikkat edin, o kalbdir." (Buhârî, İmân: 39; Müslim, Müsâkat: 107) buyurmuştur.

Gece namazını çok seven Allah'ın Elçisi: “Fecr vakti kılınan iki rek‘at namaz, bana dünyâdan ve dünyâda bulunan herşeyden daha hayırlıdır." (Buhârî, Teheccüd: 10; Müslim, Müsâfirîn: 96), “Farz­lardan sonra en üstün namaz, gece namazıdır" (Müslim, Sıyâm: 202; Tirmizî, Mevâkît: 207) buyurmuştur.

Geceleri o kadar namaz kılardı ki ayakta dura dura ayakları şişerdi. "Senin geçmiş ve gelecek günâhın bağışlanmadı mı?” denildi de: "Şükreden bir kul olmayayım mı?" dedi (Buhârî, Tehec­cüd: 6, Tefsîr, sûre: 48/2; Müslim, Münâfikîn: 79-81).

Avf ibn Mâlik diyor ki: "Bir gece Allah'ın Elçisi ile bera­berdim. Misvâk kullandı, sonra abdest aldı, namaza durdu. Ben de kalkıp onunla beraber namaza durdum. Bakara Sûresi’ne başladı. Her rahmet âyeti geçince durup rahmet istedi. azâp âyeti geçtikçe de durup Allah'a sığındı. Sonra rükû‘a vardı. Ayakta durduğu kadar da rükû‘da durdu. Diyordu ki: ' Ceberût, melekût ve azamet sâhibi yüce Allah'ı tesbîh ederim.' Secdede de aynı şeyi söyledi. İkinci rek‘atte Âl-i İmrân Sûresi’ni okudu. Sonra her rek‘atte sûre sûre devam etti." (Şifâ: s. 112)

Hz. Ayşe (r. anhâ) Resûl-i Ekrem'in gece namazı vaktini şöyle belirliyor: "Gecenin evvelinde uyurdu. Seher vakti olunca kalkar, vitir kılardı. Sonra yatağına gelirdi. İhtiyacı olursa ehline yaklaşırdı. Ezânı işitince sıçrardı. Eğer cünüp ise su dökünür, değilse abdest alıp namaza giderdi." (Şemâil: s. 45)

Buyurmuşlar ki: “Her gecenin son üçte biri olunca yüce Rabbimiz, en yakın göğe iner

– Kim bana du‘â ediyor, onun du‘âsını kabul edeyim, kim benden istiyor, ona dileğini vereyim, kim benden mağfiret diliyor, onu bağışlayayım?!” (Buhârî, Teheccüd: ed-Du‘â ve’s-salât fâ âhiri’l-leyli; Tirmizî, Da‘avât: 79)

(devamı yarın..)