KUR'ÂN VE EVRENSEL MESAJI (6)
Cumartesi, 29 Nisan 2017 00:00

KUR'ÂN VE EVRENSEL MESAJI (6)

(...dünden devam)

İlâhî Kitap sahibi olan bütün insanlar, birliğe ve kardeşliğe çağrılıyor: “İşte sizin bu ümmetiniz (toplumsal dininiz) bir tek dindir; ben de sizin Rabbinizim, ben(im rızam dışına çıkmak)dan) korunun. " (Enbiyâ: 92, Mü'minûn: 52)

Kur’ân, hiçbir milleti topyekûn cehenneme mahkûm etmez. Her milletin içinde iyilerin ve kötülerin bulunduğunu, Yahudilerin de çoğu sapmış olsa dahi içlerinde ılımlı, iyi işler yapan, temiz kalbli kişilerin bulunduğunu söyler: İçlerinde tutumlu (ılımlı) bir ümmet var, ama onlardan çoğu, ne kötü işler yapıyorlar!” (Mâide: 66)

Kur'ân, Allah'ın birliğine inanan ve yalnız O'na tapan in­sanların, birbirlerine destek olmalarını, tek Allah'a iman ve ibadette birleşmelerini istemektedir: “De ki: “Ey Kitap ehli, bizim ve sizin aramızda ortak olan söze gelin: Yalnız Allah'a tapalım, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım; birbirimizi Allah'tan başka rablar edin­meyelim." (Âl-i İmrân: 94/64)

Kur'ân-ı Kerîm, aşırı davranışlarıyla dinlerini bozan, dinin ruhundan ayrılan çıkarcı Kitap ehlini kınar ama Kitap ehlinin hepsini aynı kategoriye sokmaz. Peygamberlerini tanrılaştıran, yahut Alla­h'ın oğlu mertebesine çıkaran veya Allah’ın üç varlıktan oluştuğunu söyleyen Kitaplıları kâfirlikle nitelerken (Mâide: 72-73), dinlerinin aslı olan tevhîde bağlı kalanları övmektedir:

Âl-i İmrân Sûresinin 112. âyetinde de İlâhî mesaja, peygam­berlere karşı olumsuz davranışlar içine giren Yahudilerin, Allah’ın gazabına uğradıkları belirtildikten sonra; hepsinin bir olmadığı; Kitâb ehli içinde Allah’a ve âhirete inanıp, geceleri ibâdet eden, hayır işlerine koşan sâlih kimselerin de bulunduğu ve öylelerinin ödüllendirileceği, üzüntüye uğratılmayacağı vurgulanmaktadır.

Görülüyor ki Kur'ân-ı Kerîm, bir milleti topyekûn azâba mahkûm etmemiş, indirilen Hak Kitâb’ı'nın ruhuna bağlı kalanların ödüllendirileceğini; onun yolundan ayrılanların da cezâ­landı­rıla­cağını belirtmiştir. Bu, Allah'ın genel yasası, İlâhî prensibidir. Son Peygamber Hz. Muhammed'e inanmış olduklarını söyleyen herkesin de cennete gideceğini söylemez, ancak Allah'a ve âhirete inanıp sâlih amel yapanların cennete vâris olacaklarını vurgular. Kur'ân'a göre îmân, sadece kuru bir sözden ibaret değildir. Güzel eylemler biçiminde görünen kesin düşüncedir. Ra‘d Sûresinin 19-24’ncü âyetlerinde cennetlik olan mü’minlerin vasıfları anlatılmaktadır. Bunlar sadece "İnandık" diyenler değil, fakat sözlerinde duran, Allah'ın buyruğunu yerine getiren, Allah'a saygılı, âhiret hesabına inanıp bundan korkan, Hak yolunda çekilecek eziyetlere sabreden, namazlarını kılan, Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan gizli ve açık sadaka veren, kötülüğü iyilikle savan kimselerdir.

(devamı yarın..)

(devamı yarın..)