1950’DEN SONRA TÜRKİYE’DE DİNÎ AÇILIM

(...dünden devam)

1949’da din bilimlerinde bir boşluğun meydana geldiği derinden hissedilince, Ankara Üniversitesi’ne bağlı bir İlâhiyat Fakültesi açıldı. Bunu 1950’li yılların başından itibaren açılmaya başlanan İmam-Hatip Okulları izledi. Bu okullar, İmam-Hatib yetiştirmek üzere açılmış lise dengi meslek okulları idi. Ancak bu okulların önü kapalı idi. Çünkü lise kısmını bitirdikten sonra gidebilecekleri bir yüksek okul yoktu. Tek olan Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi de sadece genel liselerden öğrenci alabiliyordu. İlâhiyat Fakültesine gitmek isteyen yedi yıllık İmam-Hatib Okulu mezunları, ayrıca sınava girip lise diploması da almak zorunda idiler. Bu satırların yazarı da 1960’da İmam-Hatib Okulu sınavından sonra aynı yıl Eylül döneminde lise sınavını verip İlâhiyat Fakültesine gitmiştir.

Devlet, İmam-Hatib Okullarının yüksek öğrenim görmesini sağlamak üzere 1960’da İstanbul, İzmir ve Konya olmak üzere üç tane Yüksek İslâm Enstitüsü açtı. Zamanla Enstitülerin sayısı çoğaldı. Nihayet 1982’de YÖK kanunu ve yeni Üniversiteler Kanunu ile İslâm Enstitüleri İlâhiyat Fakültelerine çevrildi. Bugün İlâhiyat Fakültelerinin sayısı hayli artmıştır. Bunların bir kısmı yeni kurulduğu için gelişimini henüz tam olarak tamamlamasa da, bu Fakültelerin en köklüsü olan Ankara Üniversitesi, 1960’da kurulup sonra İlâhiyat Fakültesine dönüştürülen İstanbul, İzmir, Konya, Erzurum, Samsun vb. İlâhiyat Fakülteleri kuruluşlarını tamamla­mış ve değerli bilim adamları yetiştirmeğe başlamıştır. Hele Ankara İlâhiyat Fakültesi’nin bazı mezunları aynı Fakültede veya değişik fakültelerde Profesörlüğe kadar yükselmişler ve gerçekten ülkenin kültür hayatında devrim niteliğinde yeni düşünceler üretmişlerdir. Çünkü bu Fakültenin kuruluşunda gerçekten çok değerli bilim adamları vardı. Rahmetli hocamız Prof. Tayyib Okiç Temel İslâm Bilimleri Kürsüsü’nün başkanı olarak 20 yıl Fakülte’ye hizmet etmiş, bilim adamları yetiştirmiştir. Bunlar arasında Hadîs’te değerli araştırmalarıyla bilim adamlarına eleştirel zihniyeti öğretmiş olan değerli Prof. Dr. Mehmet Hatiboğlu’nuanmakgerekir.Bufakir de omuhteremTayyibHoca’nın öğrenci ve asistanlarından biriydi. Keza bu Fakültede rahmetli Prof. Hilmi Ziya Ülken, İsmail Ezherli, Prof. Dr. Annemarie Schimmel, Hüseyn G. Yurday­dın gibi hocalar ders vermişler, öğrencilere bilimsel düşünce metodunu öğretmişlerdir. Ruhları şad olsun. Fakültelerin yetiştirdiği çeşitli İslâm bilim uzamnalrına ve özellikle Tefsir Bilim Dalı uzmanlarına başarılar dilerim.

***