PANTEİZM VE VAHDET-İ VÜCUD *** EVLÂDA ZEKÂT VERİLMEZ, YARDIM EDİLİR
Perşembe, 06 Mart 2014 00:00

PANTEİZM VE VAHDET-İ VÜCUD

Hocam Panteizm ile Vahdet-i Vücut arasındaki fark nedir? Bu görüşün Kur’ân ve sünnette yeri var mıdır?

Cevap: Panteizm Evreni, yaratıkları tanrı görmektir. Yani yaratıklar dışında ayrı bir tanrı görmemektir ki Evreni tanrılaştırmak demek olan bu düşünce materyalizme yol açar. Vahdet-i Vücud ise yaratıkları yok bilip sadece Allah'ı görmektir. Varlık iki türlüdür. Birincisi, Varlığı gerekli varlıktır ki Allah'tır. İkincisi Mümkin varlıktır ki yaratıkların hepsi böyledir. Birinci varlık zorunludur. O olmadan hiçbir şey olmaz. İkinci varlık olabilir de olmayabilir de. Birinci varlığı Deniz, ikinci varlığı dalga olarak düşünebiliriz. Dalganın varlığı Denize bağlıdır ama Denizin varlığı dalgaya bağlı değildir. Yahut bu iki varlığı Güneş ile ışığına benzetebiliriz. Güneş olmadan ışık olmaz. Işık güneşe bağlıdır ama güneş ışığa bağlı değildir.

İşte İslâm tasavvufu, mümkin varlıkları gerçekte gölge varlık görür ve onu yok sayar. Çünkü onların varlığı Asıl Varlığa bağlı gölge varlıktır. Gerçek Varlık, Hakk'ın varlığıdır. Öyle ise kalıcı olan gerçek Varlık sahibi Allah'tır. Yaratıklar ise kâh görünüp kâh yok olan, sürekli değişen gölge varlıklardır. Bu geçici varlıklar hep temel Varlığa bağlı olduğundan gerçekte varlık Tek'tir. O da Allah Taâladır. İşte buna Vahdet-i Vücud (Varlık Birliği) denilir. Bu düşünce aslında Kur'ân'a dayalıdır. Zira Nur Suresinde Allah'ın, bütün evrenin ışığı olduğu, yani O'nunla bu varlıkların göründüğü belirtilir. Hadid Suresinde de: "O, evveldir, âhirdir, görünendir, gizli olandır." buyurulmaktadır. İşte bu âyette de Allah'ın, ön, son, görünen görünmeyen Varlık olduğu vurgulanmaktadır. Tabii bu, eşyanın hiç var olmadığı anlamına gelmez ama insan Allah sevgisiyle öyle bir manevi makāma yükselir ki artık bu gölge varlıkları görmez, sadece Tek Varlığı görür. Bu duruma Fena fillah (Allah'ta yok olma) denilir.

Yaratıkları görmeyip sadece Yaratan’ı görme haline vahdet-i şühûd (görüş birliği, Tek Varlık Görme) denilir. Geniş bilgi için İslam Tasavvufu adlı eserimi okumalısınız.


 

EVLÂDA ZEKÂT VERİLMEZ, YARDIM EDİLİR

Sayın Hocam 25 yaşında evli oğlum var. Benden ayrı, bankalara vs borçlanmış. Evlada zekât verilmez, biliyorum. Ama borçlu evlâda zekât verilir mi? Allah sizden razı olsun.

Cevap: Kişi usulüne ve füruuna yani atalarına ve çocuk­la­rına zekât veremez. Çocuğu yoksul veya borçlu ise ona zekât değil, ancak yardım verebilir. İsterseniz oğlunuzun borcu kadar parayı ona yardım olarak verirsiniz. Ama zekât olarak değil, yardım olarak verirsiniz. Siz oğlunuzun borcunu kendi borcunuz kabul edin, o borcu ödeyin. Zekât olarak değil, kendi borcunuz veya yardım olarak ödeyin. Geriye ne miktar fazla malınız kalırsa onun zekâtını verirsiniz. Fazla malınız kalmazsa size zekât düşmez.

Sorunuzda bir ifadeyi düzeltmek isterim. Evlat borçlu olsa da ona zekâ verilemez mi? Diyorsunuz. Zekât zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak kadar yoksul olana verilir. Dinen zenginlik ölçüsünde bulunan kimseye zekât verilmez.