KUR'ÂN ÖNCESİ ARAP TOPLUMUNDA DİNİ DÜŞÜNCE VE İBADET (2)
Cumartesi, 11 Ocak 2014 00:00

KUR'ÂN ÖNCESİ ARAP TOPLUMUNDA DİNİ DÜŞÜNCE VE İBADET (2)

(...dünden devam)

Namaz, zekât, hac, oruç gibi ibâdetler, daha önce hiç yok iken, İslâmın orijinal olarak getirdiği yeni şeyler değildir. Bunlar, daha önceki İlâhî dinlerde de vardı. O(koruna)nlar ki Kitâb a sımsıkı sarılırlar ve namazı kılarlar; elbette biz, iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz.” (A‘râf: 39/170), “Allah'ın Kitâb'ını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için gizli ve açık harcayanlar, asla batmayacak bir ticaret umar­lar.” (Fâtır: 43/29) âyetleri, Kitâbı (Tevrât’ı) uygulayan, namazı kılan Kitâb ehlini öğmekte; Allah’ın, (hangi milletten, dinden olursa olsun) uslu, sâlih in­sanların eylemlerini zâyi etmeyeceğini vurgula­mak­tadır. “Sağ olduğum sürece bana namaz kılmayı, zekât vermeyi emretti!" (Meryem: 44/31) âyeti Hz. Îsâ’ya namazın ve zekâtın em­redil­diğini; “Halkına namaz kılmayı, zekât vermeyi emrederdi. Rabbi yanında beğe­nilmişti.” (Meryem: 44/55) âyetinde Hz. İsmâ­‘îl’in, âilesine namazı ve zekâtı emrettiğini; “Onlardan sonra yer­lerine öyle bir nesil geldi ki, namazı zayi ettiler, şehvetlerine uy­dular. Onlar kötülük bulacak­lar­dır.” (Meryem: 44/59) âyeti, anılan peygamberlerin ar­dından gelen bir neslin namazı zâyi ettiğini bil­dir­mek­tedir.

İkiniz kavminiz için Mısır'da evler hazırlayın (ey İsrâ­îloğulları) evlerinizi karşı karşıya kurun, namaz kılın!" (Yunus: 51/87) âyetinde İsrâîloğullarına namaz kılmaları emredilmektedir.

“Ey Şu‘ayb , dediler, senin namazın mı sana, babalarımızın taptığı şeylerden, yahut mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmak­tan vazgeçme­mizi emrediyor? Oysa sen, yumuşak huylu, akıllı(bir insan)sın!" (Hûd: 52/87) âyeti, Hûd’un namaz ibâdetini uyguladığını gösterir.

Yavrum namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve başına ge­lene sabret. Çünkü bunlar yapılması gereken işlerdendir." (Lokman: 57/17) âyeti de Lokman’ın, oğluna namazı emrettiğini bildirmektedir.

Rabbim, beni ve zürriyetimden bir kısmını namazı kılan yap; Rabbimiz, du‘âmı kabul buyur!" (İbrâhîm: 72/40) âyeti Hz. İbrâ­hîm’in, Allah’tan kendisini ve soyundan gele­cek­lerin bir kesimini namaz kılar yapmasını niyaz ettiği anlatılmaktadır.

Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden(insan)lardı.” (Enbiyâ: 73/73) âyeti de Allah’ın, bütün peygamberlere namaz kılmalarını vahyettiğini bildirmektedir.

Bu âyetlerden açıkça anlaşılıyor ki namaz, her dinin temel ibâ­detidir. Yüce Allah bu ibâdeti şirkten uzak olarak uygulayanları övmekte, bunları zâyi edenleri kınamaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de bütün peygam­berlerin, kavimlerine aynı esasları: Allah’a kulluğu, sâlih ameli ve âhirete inanmayı öğütledikleri tekrar tekrar vurgulanmaktadır. Demek ki bu ibâdetler, sadece son dine mahsus değil, bütün İlâhî dinlerde mevcudolan şeylerdi.

Mefâtîhu’l-ğayb’in son kısmının yazarı, Kevser Sûresi’nin tefsî­rinde şu rivâyetleri kaydediyor: “Araplar namaz kılar, kurban keserlerdi. Ama bunları putlar için yaparlardı. Ondan dolayı Peygamber(s.a.v.)e, Allah’tan başkası için değil, sırf Allah için namaz kılıp kurban kesmesi emredildi.

(devamı yarın..)