BOŞANMA DİLEKÇESİ ACİL (1)
Cumartesi, 28 Aralık 2013 00:00

BOŞANMA DİLEKÇESİ ACİL (1)

Muhterem hocam, eşimle 1 yıl kadar önce evlendik. Ben de eşim de önceden evlenip boşanmış kişileriz. Ben 50 yaşındayım. Hanımım 43 yaşında. Çocuğumuz yok. (ciddi anlaşmazlıklar yaşadığımız için çocuk istemedik.)

Eşim çocukluğundan itibaren gayri İslami bir ailede ve ortamlarda, çok serbest olarak büyümüş. 32 yaşından itibaren tövbe edip İslam’ı yaşamaya başlamış. Bu sebeple birçok serbest, serkeş ve özgür davranışlarını henüz tam olarak bırakamamış. Ailesinden ve önceki hayatından alışkanlığı olduğu için eşim başlangıçta bana çok küfür sözleri vs söyledi ama ben yine de affettim.

Ben eşimi hiç dövmedim ve ona hiç sövmedim. Kendisine ve annesine saygıda kusur etmiyorum. Kendileri de bunu söylüyor.

Hanımım İslamiyeti yaşama konusunda benden daha gayretli olduğu için (Kur’ân’ı Hıfz etmeye çalışıyor, 10. cüzü tamamlamak üzere, öğrencilere, muhtaçlara çok yardımcı oluyor, ben de o na önceden kötü hayat yaşamış, sonradan İslam’a girmiş; anlayış göstereyim; sabredeyim; Allah cc da bana ecrimi verir, diyerek birçok şeyi sorun yapmadım, yapmamaya çalışıyorum vs.) Hatta Evlenmeden önce bana sen namazını bırakırsan ben senden boşanırım şeklinde bir şart koşmuştu.

Bu tür anlaşmazlıklar yaşamadığımız zaman da çok mutlu, iyi bir hayatımız var. Ben emekliyim ve benim evimde oturuyoruz. Elhamdulillah, maddi geçim sorunumuz yok.

Bu sebeplerden birbirimize destek olarak, teşvik ederek Allah cc nun emirlerine göre bir hayat yaşamaya çalışıyorduk.

(Ben de normal Anadolu Müslüman ata-erkil ortamda büyüdüğüm için eşimin bazı serbest, umursamaz tavırları, giyim kuşam konularında bazı sorunlarımız oldu ama bir orta yol bulmaya, halletmeye çalıştık, çalışıyoruz.)

Kayınvalidem de kocasından boşanmış olarak hanımımın evlenmeden önce yaşadığı kendi evinde, yalnız yaşıyor.

Fakat bazı sorunları da halledebilmiş değiliz. Önceden daha seyrek oluyordu. Fakat son 3-5 aydır daha sık tekrar eden önemli bir sorunumuz var.

Hanımım bana göre küçük ve önemsiz herhangi bir konuda: benim moralim bozuldu, çok sinirlendim diyerek annesinin yanına, yani kendi evine gidiyor. Ben gitmesine razı olmuyorum, iznim yok diyorum ama beni dinlemiyor ve gidiyor. Gittiği zaman da 3-4 gün kalıyor ve bu arada hiç arayıp sormuyor.

Bu konuda benim tavrım ise: Ben ona git, demedim. Gitmesini de onaylamıyorum. Bu sebeple ben de onu aramıyorum. Onun araması lazım ve kendisinin gelmesi lazım, şeklinde düşünüyorum.

Onun da kendi söylediğine göre moralinin düzelmesi ve kafasını toparlaması 3-4 gün sürüyor. 3-4 gün sonra biraz yatışınca, konuşuyoruz ve bana: sen hatalısın, özür dilemelisin vb şeyler söylüyor.

Şayet ben özür dilersem geri geliyor ama bir sonraki anlaşmazlıkta geçen defa ben dönmeyecektim ama sen özür diledin, yalvardın diye geldim gibi şeyler söylüyor.

Ben ona bu şekilde küçük ve önemsiz konuları bahane yaparak evden gitmesinin, 3-4 gün hiç arayıp sormamasının yanlış olduğunu, benim O’na olan güvenimi sarstığını, evliliğe saygısızlık olduğunu, Müslüman aile olarak konu komşuya karşı mahcup duruma düştüğümüzü vs anlatıyorum ama umurunda değil.

Ben de tartıştığımızda ve moralim bozulduğunda evden dışarı gidiyorum, 1-2 saat dışarıda dolaşıyorum ve moralim düzeliyor, sonra geri geliyorum.

Sen de böyle yap, dışarı git, birkaç saat gez dolaş geri eve gel diyorum ama O; ben 2-3 saatte kendime gelemiyorum diyor.

Ne zaman benim moralimi bozarsan bu ortamdan gitmem lazım diyor Ve gidiyor. Kendisinin eleştirilmesini, eksik veya yanlışlarının söylenmesini hiç kabul etmiyor, bu konuları sinirini, moralini bozuyor olarak görüp evden gidiyor.

Mesela konuşurken farkında olmayarak biraz sesimi yükseltsem, sen bana bağırdın moralim bozuldu diyerek evden gidiyor. Hâlbuki kendisi bana bağırıp çağırabiliyor.

Bunu hatırlattığım zaman yine, beni eleştirme, moralimi bozma, sen beni idare etmeyi bilmiyorsun vs. diyerek tartışıyoruz ve yine evden gidiyor. (Olgunlaşmamış çocuksu, kaprisli bir karakteri var.)

Ben ona bu şekilde benim rızama aykırı olarak evden gitmen Allah’ın emrine aykırı. Allah cc kadınlara, kocasının müsaade etmediği yerlere gidemez şeklinde emir koymuş, diye hatırlatıyorum. (yani bu şekilde gidip 3-4 gün aramaması benim güvenimi sarstığı için ona karşı, evliliğimize karşı da güvenim yaralanıyor).

Kocasının yatağını terk eden, kocasının rızasına aykırı başka yerlere gidip oralarda kalan kadınlara melekler lanet okur vb şeklinde meselenin dini yönlerini izah etmeye çalışıyorum ama gene de dinlemiyor.

Hatta o, evliliğimize de: ben seni ne zaman kafam bozulursa bırakabilirim şeklinde bakıyor ve söylüyor.

En son 2 hafta önce cuma akşamı, yine küçük bir meseleden moralim bozuldu diyerek evden gitti. Gitmeden önce ben yine uyardım. Gitmene müsaadem yok. Benim rızama, Allahın emrine aykırı hareket ediyorsun dedim, dinlemedi.

Ben de: beni dinlemez gidersen bu iş biter dedim. O da biterse bitsin diyerek beni dinlemedi ve gidiyorum dedi.

Ben de bu defa o zaman gitmeden önce boşanma dilekçesini imzalayalım, ben de pazartesi günü mahkemeye gider boşanma davası açarım dedim. O da kabul etti ve dilekçeyi yazdık, ikimiz de imzaladık ve o yine gitti. Ben de pazartesi gidip boşanma dilekçesini mahkemeye verdim.

Ve devamlı olarak da namazlarımda: Allahım, senin katında hakkımızda hayırlı olan ne ise bizi ona yönlendir ve onu bize sevdir kabul ettir, diye dua etmekteyim.

Bu dualar sebebiyle olsa gerek, o zaman sinirli olarak kendi kafama göre karar vermiş olabilirim, ben eşimi Allah’ın emrine aykırı hareket ediyor diye suçlarken kendim de kafama göre hareket etmeyeyim diye kalbime bir şüphe geldi.

Çünkü boşanmak Allah cc nun en sevmediği helal iş'lerdendir, şeklinde Hadisi şerif olduğunu biliyoruz. Ve ben de onun gibi nefsime uyup Allah’ın emrine aykırı hareket etmek istemiyorum.

(devamı yarın..)