ALLAH’IN ARŞ’ININ SU ÜSTÜNDE OLMASINI NASIL AÇIKLARSINIZ?
Cumartesi, 28 Eylül 2013 00:00

ALLAH’IN ARŞ’ININ SU ÜSTÜNDE OLMASINI NASIL AÇIKLARSINIZ?

Selâmünaleyküm Sayın Hocam. Benim sorum Hud suresi 7. âyet ile ilgili, bu âyette geçen "... Arş'ı da su üstündeydi..." ifadesini açar mısınız? Hocam ben tasavvufla yakından ilgileniyorum. Saygılarımla hoşça kalınız.

Cevap: 7- Gökleri ve yeri altı günde yaradan O'dur. O zaman Arş'ı su üzerinde idi. (Bu kâinâtı yarattı) Ki, hanginizin daha güzel iş yaptığınızı denesin. Böyle iken yine sen: "Öldükten sonra diriltileceksiniz" desen, inkâr edenler, mutlaka: "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir." derler.” (Hud: 7)

Hûd 7’nci âyette Allah'ın, gökleri ve yeri altı günde yarattığı, bunları yarattığı sırada tahtının su üzerinde bulunduğu bildirilmektedir. Daha sonra, gökleri ve yeri yaratmasındaki amacın da yaptıklarından sorumlu olacak, kendi kendini yönetecek insanın yaratılması olduğu ima ediliyor.

Burada ve başka âyetlerde göklerin ve yerin yaratıldığı altı gün, bizim hesabettiğimiz yirmi dört saatlik zaman birimi değil, süresini yalnız Allah'ın bildiği İlâhî gündür. İlâhî gün, uzun devir anlamına gelir. Bu ifadelerden, göklerin ve yerin altı uzun zaman süreci içinde yaratılıp bu şekline konduğu anlaşılmaktadır.

Gökleri ve yeri yaratırken Arşının su üstünde olması da şu anlama gelebilir: Asıl hayy (gerçek hayât sâhibi) Allah'tır. Bu hayât O'ndan yaratıklara taşar. Yaratıklara hayât ile hâkimdir. Her yaratığın hayâtı kendisine bağlıdır. Kâinattaki hayât ise büyük ölçüde suya bağlıdır. İşte kâinat yaratılırken Arşının su üstünde olması, kâinâta verdiği hayâtın suya bağlı olduğunu anlatmış olabilir.

Allah’ın Arşının su üstünde olmasını bizim kavramamız mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerîm, Kutsal Kitâb’ın, gerçeğe aykırı olmayan sözlerini benimsemiştir. Tevrât’ın Tekvîn Kitâbı’nın birinci ve ikinci bâblarında Allah’ın, kâinâtı altı günde yaratıp yedinci günde dinlendiği, Allah gökleri ve yeri yarattığı zaman Yerin ıssız ve boş olduğu, Allah’ın ruhunun suların yüzü üzerinde hareket ettiği ifade edilmektedir: “Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı. Ve yer ıssız ve boştu; ve enginin yüzü üzerinde karanlık vardı; ve Allah'ın ruhu, suların yüzü üzerinde hareket ediyordu...” (Kitâb-ı Mukaddes, Tekvin: 1/1-2)

Tevrat'ın bu ifadesi, Araplar arasına geçmiş olmalıdır. Bu âyette onlara, bildikleri bir şey hatırlatılarak: İşte Allah, bildiğiniz gibi gökleri, yeri altı günde yaratandır. Gökleri ve yeri yarattığı zaman Arşı su üstünde idi, buyuruluyor, ancak Tevrat’ın, yedinci günde dinlendiği inancı alınmıyor. Çünkü Allah, yorulmaktan ve dinlenmekten münezzehtir.

Daha sonra, insanlara, öldükten sonra dirilecekleri söylenince inkâr edenlerin buna "büyü" diyecekleri anlatılıyor. Demek ki onlar, öldükten sonra dirilmeyi büyü sayıyorlardı. Büyü, olmayan şeyi olmuş gibi göstermek, hayal ettirmektir. İnançsızlar, öldükten sonra dirilmeyi, gerçek olmayan hayalden ibaret kabul ediyorlardı.