ARTIK YENİ PEYGAMBERE İHTİYAÇ YOKTUR (2)
Cumartesi, 11 Mayıs 2013 00:00

ARTIK YENİ PEYGAMBERE İHTİYAÇ YOKTUR (2)

(...dünden devam)

Enes bin Mâlik'in rivayetinde de Peygamber (s.a.v.): "Risâlet ve nübüvvet kesilmiştir. Benden sonra artık resûl ve nebî yoktur" demiş, bu, insanlara güç gelmiş, Peygamber (s.a.v.) devamla: "Fakat müjdeleyiciler vardır" demiş. "Müjdeleyiciler nedir ey Allah'ın Elçisi?" demişler. "Müslümânın ru'yâsıdır. Bu ru'yâ, peygamberliğin cüzlerinden biridir" buyurmuş (Tirmizî, Ru'yâ: 2; İbn Mâce, Ru'yâ: 1; Dârimî, Ru'yâ: 3; İbn Hanbel: 5/404...)

Ancak bu rivâyette, Peygamberin, kendisinden sonra Peygamber gelmeyeceğini söylemesinin, müslümanlara güç gelmiş olmasını anlamak mümkün değildir. Bu, müslümanlara neden güç gelsin? Tersine, Peygamber'in böyle söylemesine sevinmeleri gerekirdi. Zaten kimse ondan sonra bir Peygamber kabul etmezdi ki.

Kur'ân'ın birçok âyetinde, bütün peygamberlerin tebliğ ettiği tevhîd dini olan İslâm'ın tevhîde aykırı katmalardan arındırılmış haliyle bütün insanlığın dini olmak üzere gönderildiği bildirilmektedir: "O, Elçisini hidayet ve hak dinle gönderdi ki o(hak di)ni bütün dinlere üstün kılsın. Şâhid olarak Allah yeter'' (Fetih Sûresi: 28), "Bugün size dininizi olgunlaştırdım ve size din olarak İslâmı beğendim" (Mâ'ide Sûresi: 3), "De ki: Ey insanlar, ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sâhibi Allah'ın elçisiyim. O'ndan başka Tanrı yoktur. O, diriltir, öldürür. Gelin Allah'a ve O'nun ümmî peygamberi olan Elçisine inanın -ki o (peygamber) de Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır. Ona uyun ki doğru yolu bulasınız!" (A'râf Sûresi: 158)

Kur'ân'ın içerdiği inanç esasları, sosyal ve hukukî prensipler, her devirdeki insanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak ve onları mutlu kılacak niteliktedir. Peygamber'in doğru ve Kur'ân'a ters düşmeyen sünneti de, Kur'ân'ın açıklayıcısı ve tamamlayıcısıdır. O Peygamberler hâtemine binlerce salât ve selâm olsun.

O’ndan sonra artık başka peygambere ihtiyaç yoktur. Zira 1500, 2000 yıl önceki zamanlarda insanlar genelde ümmi idiler. Kültürleri azdı. Hukuk yapacak olgunluğa ve bilgi birikimine ulaşmamışlardı. Ama artık toplumlar ilerledi. Hukuk bilgisi gelişti. İnsanlar kendileri için ayrıntıya ait yasalar yapabilir, hukuk kuralları geliştirebilir düzeye geldiler. İnanç esasları ve İlâhî temel hukuk çerçeveleri de zaten son gelen dinle olgunluğa ulaştırılmıştır (Maide: 3). Öyle ise artık yeni bir şeriat düzenine, dini hukuk kurallarına ihtiyaç yoktur. Mevcutları yeterlidir. Dediğimiz gibi dinin inanç esasları ve küllî iradeye ilişkin temel hukuk yasaları Kur'ân'da vardır. Bunun dışında, ayrıntıya ilişkin hukuk kurallarını, toplumlar oluşturdukları millet meclislerince kendileri yapabilirler. Artık yeni şeriat kurallarına ihtiyaç olmadığına göre yeni bir peygambere de ihtiyaç yoktur. Ancak zamanla heyecanını kaybeden dine tazelik ve canlılık verecek ıslahatçılara ihtiyaç vardır. İşte Peygamberimiz bu hususa işaret ederek her asırda dine taze soluk üfleyecek müceddidler geleceğini buyurmuşlardır.

***