KİŞİ EŞİNE SORMADAN AKRABASINA YARDIM EDEBİLİR Mİ?

Sayın Hocam selam eder ellerinizden öperim. Çok sıkıntıda olduğum bir konuda sizin bilginize ihtiyacım var. Yanıtlarsanız beni ihya edersiniz.

Konu şu: Benim ekonomik durumum Allahıma şükür iyi. Ancak bir kardeşim var. Yalnızca emekli aylığı ile geçinmeye çalışıyor. Engelli de bir çocuğu var. Evi yok, kirada oturuyor. Ciddi ekonomik sıkıntısı var. Onlar sıkıntıdayken benim ekonomik durumumun iyi olması beni çok üzüyor. Ben zaman zaman maddi yardımlarda bulunuyorum. Bunların bir kısmını eşimden habersiz yapıyorum. Fakat eşimin haberi olunca her seferinde eşim karşı çıkıyor. Simdi bu kardeşim bir iş kurmaya niyetlendi. Ancak 50 bin liraya ihtiyacı var. Ben bu parayı eşime söyleyerek verecek olursam küçük kıyamet kopar sanırım. Eşime haber vermeden ve karşılığını da istemeden ben bu parayı kardeşime versem bunun bir günahı olur mu acaba? Bu vereceğim para beni, eşimi ve çocuklarımı asla maddi bir sıkıntıya sokmaz. Yani onların rızkına bir zeval gelmez. Çok sıkıntıdayım. Yanıtınızı dört gözle bekliyorum. Saygılar sunuyorum...

Cevap: Kardeşim, parayı kazanan sizsiniz. Malın sahibi de sizsiniz. Eşinizin sizin paranızda ne hakkı var ki eşinize sormadan kardeşinize yardım etmenizin günah olabileceğini düşünüyorsunuz? Eşinizin ve çocuklarınızın ihtiyacını karşıladıktan sonra hiç kimseye sormadan muhtaç durumda olan kardeşinize, iş kurabilmesi için yardım etmeniz büyük sevaptır. En makbul sadaka ve zekât, kişinin fakir akrabasına yapacağı yardımdır. Kardeşinize vereceğiniz parayı zekâtınıza da sayabilirsiniz. Kişi kardeşine, amca, dayı, hala ve teyzesine ve bunların çocuklarına zekât verebilir. Ve eğer muhtaç iseler bunlara verilecek zekât daha da makbuldür. Hâsılı kardeşinize yardım edin fakat ne eşinize, ne de herhangi bir kimseye söylemeyin. Allah'ın bilmesi yeter.

Okurumun yanıtı:

Sayın Hocam: Allah sizden razı olsun. Bana vakit ayırıp yanıt verdiğiniz için inanın ağladım. Sağ olun varolun. Ellerinizde öpüyorum. Allah’a emanet olun.

NAMAZ VAKİTLERİ, ÖĞLE VE İKİNDİ MEVZUU

Hocam S.A. eserlerinizden ve sizden faydalanıyoruz. Hocam Kur’ân’da öğlenin çıkışı ile ikindinin girişi belli olmadığından, Efendimizin malûm cem etmesi de ortada olduğundan, diyelim ki öğleyi geçirdiğimizde ikindiden sonraya, kazaya mı kalmış oluyor? Demin anlattığım şekilde ise kaza olmuş olmuyor. Niçin o zaman kazaya niyet ederek kılıyoruz? Açıklarsanız müşkilimi halletmiş olursunuz. Şimdiden çok teşekkür ederim, sizin gibi âlimler iyi ki var...

Bir de maaşların yatırılmasından kaynaklanan sene sonu biriken fonlar faize mi girer? Siz olsanız alır mısınız? Hükmi ve takva taraflı olarak cevaplar mısınız?...

Cevap: Bu konuları çok yazdım. Öğleyi geciktirip ikindi vaktine girdinizse önce öğleyi, ardından ikindiyi kılacaksınız. Bu, akşam vakti girinceye dek böyle uygulanır. Hiçbirini kılmadan yatsı vaktine ulaştınızsa kılamadığınız namazları sırasıyla kılacaksınız. Önce öğle, ardından ikindi ardından akşam, ardından yatsı. Kaza diye bir şey yok, buna cem denilir.

Devletin verdiği maaş ve tanıdığı yasal haklar helâldir. Maaşları ve fonda biriken alacaklarınızı alırsınız, ihtiyacınız yoksa fazlasını fakirlere, yoksul öğrencilere verirsiniz.