Günaha girme ve kaplumbağa hikâyesi (1)
Pazartesi, 11 Mart 2013 00:00

GÜNAHA GİRME VE KAPLUMBAĞA HİKÂYESİ (1)

Sayın Hocam Allahın selamı üzerinizde olsun, öncelikle ellerinizden öpüyorum. Haliniz vaktiniz yerindedir umarım. Allahım size sağlıklı ve hayırlı ömürler nasip etsin inşallah. Bizlere sizin o güzel bilgilerinizi değerlendirmek nasip olur inşallah. Hocam size birkaç sorum olacaktı. Sorum size yanlış gelirse, cahillime verin, beni bağışlayın.

Öncelikle şunu bilmek istiyorum, bazı insanlar öldükten sonra bedenlerini yaktırıyorlar. Bunu çoğu kimse yanlış buluyor ve kınıyor. Ben de bir büyüğüme sordum bunun yanlış olduğuna dair bir Ayet veya Rivayet var mı diye, cevabımı alamadığımı düşünüyorum. Sonuçta bize asıl lazım olan bedenimizden çok ruhumuz değil midir, hocam? Yoksa bu düşüncemle günah işlemiş mi olurum?

Diğer sorum ise “ günahıma girdin” denilir bazen. Böyle bir şey var mıdır?

Fakat her koyun kendi bacağından asılır derler. Doğrusu bunda gerçek payı var ise ben buna sevinirim, insanlar işimizi kolaylaştırmış olur.

Son sorum ise, bazı evlerde hayvan beslenir. Bu hayvanlar ya teleflikten veya kaza ile ölür. Bazılarına da sahipleri bakamaz, geri verirler. Sorum şu ki bu evlerimize aldığımız hayvanların günahına girmiş oluyor muyuz hocam? Doğrusu bu beni korkutur. Ben Türkiye’den bir veterinerden beraberimde kaplumbağa getirmiştim. Yeri dar olduğundan ona akvaryum almıştım. İçinde taşı ve kaloriferi vs. vardı. Bu zamanlar bizim evimiz yeni idi. Elektrikler kesiliyordu bazen. Bu esnalarda ben odamda olan kaplumbağamın aquariumunu kontrol ederdim her şey yolunda mı diye. Benim evde olmadığım bir gün yine böyle bir esna yaşanmış. Eve geldim Aquarium sim siyah. Kaloriferi patlamış kaplumbağam ya zehirden ya da cereyan çarpıntısından ölmüş. Sorum şu ki evlerimize aldığımız hayvanların günahlarına girmiş olur muyuz? Bencillik mi oluyor? O hayvanı alıp üstelik ona bakamamamız. Ben de Türkiye’den Almanya'ya getirdim ve onu böyle bir kadere sürükledim. Tabii ki istemeyerek.

Saygılarımı sunuyorum hocam. Selametle kalın. O güzel dualarınızı bizlerden eksik etmeyin. Ellerinizden öpüyorum.

Cevap:

1) Ölünün bedenini yakmak veya yaktırmak İslâm geleneğine aykırıdır. Önce bir hadis var: Allah'tan başka hiç kimse ateş ile azabedemez. Yakmak sadece Allah'a mahsustur. Allah, günahkâr kullarını cehennem ateşinde yakarak günahlarından temizleyecektir. Gerçi ölünün yakılması, ona azap gibi görünmese de yine ölünün ruhu, kanaatime göre cesedinin yakılmasını hisseder ve bu durumdan rahatsız olur. Hz. Peygamber döneminde ölülerin yakılması diye bir olay olmadığından bu konuda açık bir âyet veya hadis yoktur. Ama Peygamberimiz, ölenleri yıkatıp üstüne namaz kılmış, dua etmiş ve gömdürmüştür. Peygamber'in uygulamasına (sünnetine) uymak her Müslüman’ın görevidir. Çünkü âyetin açık ifadesiyle Peygamber, bütün Müslümanların örneğidir, modelidir. Peygamber'den bu yana bütün Müslümanlar, ölülerini gömmüşlerdir. Şimdi onların bu toplumsal ittifakından, bu oybirliğinden ayrılmak Allah'ın emrine aykırıdır. Çünkü Cenabı Hak: "Kim kendisine doğru yol belli olduktan sonra Elçi’ye karşı gelir ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü yola yöneltiriz ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir gidiş yeridir orası!" (Nisâ: 115)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş