Âdetli kadının ibadeti (3)
Çarşamba, 13 Şubat 2013 00:00

Âdetli kadının ibadeti (3)

(...dünden devam)

Yahudîler, hayızdan çok sakınırlar, hayızlı kadınla yatmadıkları gibi onunla beraber yemek yemez, onunla aynı odada dahi oturmazlardı. Hıristiyanlar ise hayza hiç önem vermezler, hayızlı kadınlarla münasebette bulunurlardı. Araplar, özellikle Medineliler, bu hususta Yahûdîlerin tesirinde kalmışlardı. Onlar da Yahudîler gibi yapıyorlardı. Bazı sahabiler, Hz. Peygamber'den bu konuda İslâm'ın hükmünü sordular. İşte âyet, bu münasebetle indi (Taberî, 2/380-391; İbn Kesîr, 1/358-360)

Âyetteki "kadınlardan ayrılın" sözü, onlarla münasebette bulunmayın anlamınadır. Yoksa onlarla bütün ilişkileri kesin, demek değildir. Hz. Peygamber (s.a.v.), hayız halinde bulunan hanımlarıyla, cima dışında bütün ilişkilerini sürdürmüş ve âdet halindeki kadınla ilişki konusunda sorulan bir soru üzerine: "Cima'dan başka her şeyi yapın" demiştir (Müslim, Hayd, 3, Hadîs 16; Ebû Dâvûd, Nikâh 46.). Hz. Ayşe diyor ki: "Ben ve Peygamber, ikimiz de cünüp iken aynı kabdan (su alıp) yıkanırdık. Ben âdet halinde iken göbeğimle diz kapağım arasını kapatmamı emreder ve o şekilde benimle münasebette bulunurdu. İ'tikâfa girdiği zaman (mescidinden) başını uzatırdı, âdetli olduğum halde onun başını yıkardım." (Buhârî, Hayd, 5.) "Ben âdetli iken su içtiğim kabı Peygamber(s.a.v.)'e uzatırdım, o da alır, benim ağzımı vurduğum yere ağzını koyup su içerdi. Âdetli iken yediğim tikeyi, Peygamber(s.a.v.)'e verirdim, o da alır, benim ağzımı vurduğum yerden yerdi." (Müslim, Hayd, bâb 3, Hadis: 14.), "Ben âdetli iken Allah'ın Resulü ile beraber aynı kaftan içinde yatardık. Eğer benden, kendisine bir şey bulaşmış olursa yalnız o bulaşan yerini yıkardı. Şayet elbisesine bir şey bulaşırsa yalnız orayı yıkar ve o elbise içinde namaz kılardı." (Ebû Dâvûd, Nikâh 46, Tahâret, 106; Nesâ'î, Tahâret 178, Hayd 11; Dârimî, Vudû', 105; et-Tefsîru'l-hadîs, 7/338-340; el-Cevâhir fî Tefsîri'l-Kur'ân, 1/200-201. )

Kur'ân-ı Kerîm'de âdetli kadının cünüp olacağına ve âdeti kesilen kadının, cünüplükten yıkanır gibi yıkanması gerektiğine dair bir söylem yoktur. Yalnız kan akması, insanlar tarafından pislik kabul edilir. Özellikle akan kan temizlenmezse o bölgede mikrop üremesine neden olur. Bu bakımdan âyette "Temizlendikleri", yani kan akması durduğu zaman, onlarla cinsel ilişkide bulunulabileceği belirtilmektedir. Elbette akan kan durduktan sonra o bölgenin yıkanması gerekir. Bu, cünüplükten temizlenme değil, kan bulaşıklarından temizlenmedir. Bunu cünüplük hali olarak görmek hatâdır. Çünkü Kur'ân'da böyle bir söylem ve tanım yoktur.

Âdet ve lohusa halindeki kadının kirliliği inancı, Kur'-ân'dan değil, Tevrât'tan alınmadır. Bundan söz etmediğine göre demek ki Kur'ân, Tevrât'ın bu hükümlerini muhataplarından kaldırmış iken gelenek, bunları hadîsleştirerek fıkıh kuralları haline getirmiştir.

Tevrât, lohusa kadını murdar (cünüp) saymaktadır (Levililer: 12/2-5). Yine Tevrât'a göre kendisinden kan gelen (âdetli) kadın, yedi gün murdar olur, ona dokunanlar da murdar (pis) olurlar, hattâ o kadının oturduğu yatak, ya da döşek üzerine bir şey bulaşırsa o şeye dokunan erkek, akşama kadar murdar (pis) olur. Âdetli kadınla yatıp da üstüne bir şey bulaşan erkek de yedi gün murdar (pis) olur (Levililer: 15/19, 23-24)

"Ve eğer bir kadının akıntısı olur ve bedeninde akıntısı kan olursa yedi gün murdarlığında kalacak ve ona her dokunan akşama kadar murdar olacaktır." (Levililer: 15/19)

"Bir kadın gebe kalır, çocuk doğurursa âdet murdarlığı günlerinde olduğu gibi murdar olacaktır... Fakat çocuk doğurursa iki hafta murdar olacak ve altmış altı gün kendi tathiri kanında kalacaktır." (Levililer: 12/2, 5)

Fakat Kur'ân âdetli kadının murdar olacağından söz etmez. Ancak âdet halindeki kadınla yatmanın, kadına eziyet olacağını, bu yüzden âdetli kadınla yatmaktan uzak durulmasını emreder (Bakara: 92/222) Tevrât'ın, âdetli kadının pis olacağı hükmü de hadîs şekline getirilmiştir.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş