Hadis eleştirisinin Hz. Peygamber döneminde başladığını belirten kanıtlar
Cuma, 08 Şubat 2013 00:00

Hadis eleştirisinin Hz. Peygamber döneminde başladığını belirten kanıtlar

(...dünden devam)

İslâm’ın seçim ve bey’at sisteminin, Muaviye ile saltanata çevrilmesi üzerine buna karşı ashab ve tabiiler arasında tepkiler belirmiştir. Hasan-ı Basri (21-110/642-728), bu değişikliğin, İslâm’ın istikbaline vurduğu darbeyi şöyle yorumlar: “Şayet böyle olmasaydı şûrâ uygulaması (devlet başkanının seçimle iktidara getirilmesi) devam ederdi.”

İmam Ebu Hanife de (80-150/699-767) “Halife (devlet başkanı) mü’minlerin ictima ve meşveretiyle (oylarıyla) belirlenir.” demiştir. (İbnu’l-Bezzâzî’nin Menâkıb’ı, s. 296; Ebû Zehre, Ebû Hanîfe, s. 165)

Hüküm koymak sadece Allah’a özgüdür:

Kur’ân’a göre hüküm yetkisi sadece Allah’ındır. Peygamber de dahil, hiç kimse Allah’ın yasaklamadığı, serbest bıraktığı bir şeyi yasaklama yetkisine sahip değildir. Çünkü Cenabı Hak Kur’ân’da hükmün, sadece kendisine aidolduğunu defalarca vurgulamıştır: “Hüküm yalnız Allah'ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur. Ama insanların çoğu bilmiyorlar.” (Yusuf: 40), “Allah, Hüküm verenlerin en güzeli değil mi? Kim O’nun hükmünden daha güzel hüküm verebilir?” (Tin: 8)

“Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine uyun!’ dense, ‘Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz(yol)a uyarız!’ derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (atalarının yoluna uyacaklar)?” (Bakara: 170) “(O ortak koşanlardan olmayın ki onlar) Dînlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Her parti kendi yanındakiyle sevin(ip övün)mektedir.” (Rum: 32) “Dînlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır, sonra (Allah) onlara yaptıklarını haber verecektir.” (En’âm: 159)

Peygamberlerin görevlendirme nedenleri İlahi mesajı duyurmaktır. Bizim onları övmemiz, ya da “Peygamber de haram koyabilir” dememiz onları yüceltmez. Çünkü onu Görevlendiren Allah, Kitabının birçok yerinde hükmün, yalnız kendisine aidolduğunu vurgulamıştır. Kaldı ki Peygamberimizin bile hatâ yaptığı ve yapabileceği, şayet hatâ yaparsa vahyin onu düzelteceği belirtilmiştir: “Ey peygamber! Eşlerini hoşnudetmek için, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Tahrîm: 1)

“Ey inananlar, Allah'ın size helâl kıldığı güzel ve temiz şeyleri haram etmeyin, sınırı aşmayın. Çünkü Allah, sınırı aşanları sevmez.” (Maide: 87): “De ki: ‘Haydi Allah'ın bunu yasakladığına şahitlik edecek tanrılarınızı getirin.’ Eğer (onlar) şahitlik ederlerse sen onlarla beraber şahitlik etme!” (En'âm: 150)

“Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü ‘Şu helâldir, şu haramdır,’ demeyin, sonra Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar ise iflâh olmazlar.” (Nahl: 116 ), “Onlara bir âyet getirmediğin zaman: ‘Bunu da derleseydin ya!’ derler. De ki: ‘Ben, ancak Rabbimden bana vahyolunana uyuyorum. Bu (Kur'ân), Rabbinizden gelen basiretler(gönül gözlerini açan nurlar, gerçeğe ileten kanıtlar)dır ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmettir!’" (A'raf: 203)

Biz sana Kitabı gerçek ile indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin; hainlerin savunucusu olma!” (Nisa: 105): “Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa sizin bir Kitabınız var da onda mı (bu hükümleri) okuyorsunuz? Onda istediğiniz her şeyi buluyorsunuz?” (Kalem: 36-38)

 ***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş