Namaz kılmayanın hükmü (2)
Cuma, 01 Şubat 2013 00:00

Namaz kılmayanın hükmü (2)

(...dünden devam)

Bu konuda fıkıhçıların yani İslam hukukçuların görüşüne gelince:

Namazın farziyyetini inkâr ederek kılmayan kimsenin kâfir olacağında ulemanın ittifakı vardır. İnkâr etmemekle beraber özürsüz olarak, tembellikle veya gevşeklik göstererek kılmayan, İmam Mâlik, Şâfiî ve Ahmed ibn Hanbel’e göre kâfir olur. Namaz kılmaya zorlanır. Tevbe edip namaz kıymaya zorlanır, tevbe etmezse öldürülür. Çünkü Hz. Peygamber: “Kasten namazı terk eden, Allah ve Elçisinin zimmetinden (can güvenliği garantisinden) çıkar.” Demiştir. (İ’tikadu Eimmeti’l-hadîs: b. 1, 1/64; El-Fevâkihu’l-uzâb: 1/80, M. Şamil’den)

Kimine göre de tamamen değil, ara ara terk eden de küfür işlemiş olmakla beraber bu davranış, sahibini dinden çıkaran küfür sayılmaz, tamamen terk edene göre bunun küfrü daha küçüktür. (İbni Kesîr Tefsiri Şerhi, 3/74)

İmam Ebu Hanife'ye göre namaz kılmayan büyük günah işlemiştir ama, öldürülmez, dövülür, hapsedilir. Zührî de bu görüştedir. (Tuhfetu’l-Ahvezî, 2/370, keza Meâlimu’s-Sunen, 1/150, Mektebe eş-Şâmil’den)

Başka görüşler de vardır ama hepsi Kur’ân'a değil, bu konuda Peygamber'e yamanmış olan rivayetlere dayanırlar. Ve her biri, bu rivayetleri başka başka biçimde yorumlarlar. Bu rivayetlerle Kur'ân dini bozulmuş, bazı noktalarda din, insanları ürkütür hale getirilmiştir.

Bu konuda Suudî Arabistan’da oldukça ünlenen Useymîn isimli bir zatın ilginç fetvasını da aktarmak istiyorum ki bu sığ düşünceli insanların, Kur’ân düşüncesinden ne denli uzaklaştıkları ve dini nasıl dar kalıplara soktukları anlaşılsın. Useymîn Hazretleri (!) diyorlar ki:

“Namazı terk eden kâfir olur. Bu küfür, kişiyi İslâm’dan çıkarır. Çünkü Ubâde ibn Sâmit’in rivayetine göre Peygamber (s.a.v.) “Namazı kasten terk eden İslâm dininden çıkar” demiştir (İbn Ebî Hâtim’ein rivayeti),

Useymîn’e göre namazı terk etmekle mürted olan (dinden çıkan) kimseye şu hükümler uygulanır:

  1. O kişi velîlik yetkisini kaybeder. Evlâdına, kızlarına, hatta kısıtlı olan çocuğuna dahi velî olamaz.
  2. Akrabasına varis olamaz. Çünkü kâfir Müslüman’a, Müslüman kâfire varis olamaz (Din ayrılığı irse engeldir).
  3. Mekke’ye giremez. Çünkü Tevbe Suresi 28. Âyete göre müşrikler pisliktir. Mescid-i Harâm’a yaklaşamazlar.
  4. Kestiği hayvan eti yenmez.
  5. Cenaze namazı kılınmaz. Zira Tevbe Suresinin 84. Âyeti münafıklara namaz kılmayı yasaklıyor ve Tevbe 113-114. Âyetler de müşriklere mağfiret dilemeyi yasaklıyor.
  6. Müslüman kadınla evlenemez. Zira Mümtehine Suresinin 10. Âyeti bunu yasak­lamaktadır.
  7. Kasten namaz kılmayanın kâfir olmadığını söyleyenlere göre namaz kılmayan insanın nikâhı sürer, çocukları da kendisine ait olur ise de Useymîn’e göre doğrusu, namaz kılmayanın kâfir olacağıdır. Bu durumda:

Şayet adam namaz kılmamakla nikâhının düştüğünü bilmiyor ve buna inanmıyorsa çocukları kendisine katılır. Çünkü kendi zannına göre karısıyla ilişkisi mubahtır. Bu adamın ilişkisinin mubah olup olmadığında kuşku bulunduğu için çocukları kendisine katılır. Ama dinen nikâhının geçersiz olduğunu biliyor ve buna inanıyorsa çocukları kendisine katılmaz. Zira adam kendisine yasak bir ilişki ile o çocuklara sahip olmuştur. Çocukları kendisine değil, (anasına katılır).

Bu maddeleri yazan kişi, münafıklar hakkında inmiş olan uyarıcı âyetleri ve İslam ile savaş halinde bulunan müşriklerin durumunu anlatan âyetleri çarpıtarak tembellikle namaz kılmayan insana uygulamakta ve kanaatime göre İslâm aleyhindeki hiçbir propagandacının ve misyonerin başaramayacağı kadar insanları İslâm’dan ürkütmektedir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş