| SADAKA (15) |
| Pazartesi, 18 Ağustos 2025 00:00 | |||
SADAKA (15)(...dünden devam) Hz. Ömer, Şa‘bî ve sahâbîlerden bir cemâate göre Peygamber’den sonra bunlara zekât verilmez. Çünkü Allah, artık müslümanları güçlendirmiş, İslâm’ı ülkelere egemen kılmış, bunların desteğine ihtiyaç kalmamıştır. Bir kısım sahâbîye göre de Peygamber’in vefâtından sonra da bunlara zekât verilir. Çünkü Peygamber bunlara, Mekke’nin Fethinden ve Huneyn zaferinden sonra, yani İslâm’ın bunların desteğine ihtiyacı bulunmadığı bir zamanda vermiştir. Öyle ise bunu sürdürmek gerekir. Bu anlayış, âyetin hükmünü şahıslara bağlamaktan doğmuştur. Evvelâ bu âyet, ganîmet hakkında değil, zekât hakkındadır. Huneyn Savaşından çok sonra, Tebûk Seferi sırasında inmiştir. O halde bunun, Peygamber’in fazla ganîmet malı dağıttığı kişilerle ilgisi yoktur. Ganîmetlerin taksimi, bundan çok önce inmiş olan Enfâl: 93/1, 41 ve Haşr: 95/6-7. âyetlerde izah edilmiştir. Bu âyetlerde ganîmetlerin taksimi, Peygamber(s.a.v.)in takdirine bırakılmıştır. Peygamber (s.a.v.), inisiyatifini kulla-narak ganîmetlerin beşte birini, fey’in de tamamını âyetlerde sayılan: devlete, akrabâ olanlara, yetîmlere, yoksullara, yolculara üleştirir. Allah ve Resûlü için ifadesiyle devlete ayrılan kısmın taksimi, Peygamber’in inisiyatifindedir. Peygamber, bunlardan dilediğine, uygun gördüğü kadar verebilir. İşte Huneyn’de elde edilen ganîmetleri de İlâhî yasanın bu maddesine göre dağıtmış ve henüz yeni müslüman olmuş veya olması beklenen lider takımına fazla miktarda ganîmet vermiştir. Bunun, o olaydan çok sonra inmiş olan Tevbe Sûresi’nin bu âyetinde anılan müellefe-i kulûb ile bir ilgisi yoktur. Çünkü burada müellefe-i kulûba verilecek mal, ganîmet malı değil, sadaka(yani zekât)dır. Kur’ân, genel olarak gönlü İslâm’a ısındırılması gereken kişilere zekâttan bir fon ayırmıştır. Yalnız Peygamber’in döneminde değil, her zaman ve her yerde gönlünün İslâm’a ısındırılmasında yarar bulunan kişiler bulunur. İşte gönüllerini kazanmak için bunlara zekâttan pay verilir. Ama bunun her zaman belli şahıslara verilmesi gerekmez. Bir yıl falan yerdeki falan kişilere, öbür yıl başka yerdeki başka kişilere verilebilir. Bu tıpkı çeşitli vesilelerle konulmakta olan ödüller gibidir. Şu var ki bu, Allah’ın koyduğu bir ödüldür. Bu ödül, İslâm’a ve müslümanlara faydalı, müslüman veya İslâm’a yararlı gayri müslim kişilere verilir. (devamı yarın..)
|