| HOLLANDA ANILARIM (13) |
| Salı, 29 Temmuz 2025 00:00 | |||
HOLLANDA ANILARIM (13)(...dünden devam) Böylece Rotterdam İslâm Üniversitesi bir Cemaat Üniversitesine dönüşmüş. Cemaat mensubu hocalar orada kalmışlar. Hocaların ve öğrencilerin büyük çoğunluğu yeni Üniversiteye geçmiş. Bir şehirde iki İslâm üniversitesi. O zaman için söylüyorum: Birbirine rakip iki kurs gibi. Hiçbiri üniversite düzeyinde değil. Sonradan bu Üniversiteler Devlet tarafından da tanınmıştır. Devlet desteğinde veya kontrolünde olmayan okullar, üniversite olmaz. Olamaz. Hele para dilenmekle üniversite hiç olmaz. Çünkü parayı verenler, oraya hükmetmeğe başlarlar. Herhangi bir cemaatin görüşleri bir ilim kuruluşuna yön verirse o yuvada bilim olmaz. Çünkü bilim özgürlük ister. Bilimin amacı hakikate ulaşmaktır. Hakikate ulaşmanın yolu da sonucu baştan belirlemek değil, araştırma neticesinde varılan gerçeği kabullenmektir. Yalnız Nedim Bahçekapılı dostça ve içten davranıyordu. Bir akşam, Vakıf başkanı Dr. Meuleman’la birlikte evime geldiler. Meuleman Hollandalı. Cezayirli bir kadınla evli. Arapçayı rahat konuşuyor. Leiden Üniversitesinde As. Profesör Yrd. doçent. Fakat bizimkiler ona “Profesör” diyorlar. Ben yaşlandığımı, Üniversitenin, arzu ettiğim istikamette gelişmediğini, bağnazlığın galip gelmeğe başladığını söyledim. Ve “Bu durumda ben devam etmek istemiyorum” dedim. “Ben rektörlükten çekileceğim. Rektör olacak kimsenin, kendisini Üniversiteye vermesi gerekir. Ben ise kitaplarımdan, araştırmalarımdan ayrılamam. Elimdeki işleri bitirmem gerek. Herkes rektörlük yapabilir ama, benim yaptığım işleri herkes yapamaz. Bu, çalışma ister. Çalışma, araştırma da ferağ (serbest zaman) ister.” Meuleman da, Dr. N. Bahçekapılı da benim çekilmemin doğru olmayacağını ısrarla vurguladılar. – Ben kendimi tam üniversiteye veremiyorum, her gün gelemiyorum. Eğer bir idarenin başında bulunan yönetici gelmezse diğerleri de gelmez. O idarede disiplin kalmaz. En iyisi benim ayrılmamdır, dedim. Nedim Bahçekapılı dedi ki: – Hocam, siz burayı kapatmak mı istiyorsunuz? Sizin ayrılmanız, bu üniversitenin kapanması demektir. Sizin devam etmeniz gerekmez. Biz sizin yerinize bakarız. Herhangi bir durum olursa telefon var, telefonla haber veririz. Gelmeniz gerekiyorsa gelirsiniz. Sizin isminizin bulunması yeter. Sakın ayrılmayı düşünmeyin. Meuleman da dedi ki: – Bizim üniversitenin bir tek fakültesi var. Bu durumda dekana gerek yok. Şayet birkaç fakülte olsaydı o zaman her biri için bir dekan gerekirdi. Ama bizde bir tek fakülte var. Dekanlık rektörlükle birleştirilir. Ben yönetim kurulu toplantısına, dekanlığın kaldırılması için teklif getireyim. Karar alıp dekanlığı kaldıralım. (devamı yarın...)
|