| HOLLANDA ANILARIM (12) |
| Pazartesi, 28 Temmuz 2025 00:00 | |||
HOLLANDA ANILARIM (12)(...dünden devam) İşte bu sırada ben rektörlüğe getirilmiştim. Fakat benim asıl görevim 16 Haziran’da başlayacaktı. O zamana dek yine bütün sorumluluk kurucu S. Damra’da idi. Mısır’a gitmek için bir bilet almış. Kendisi üç gün önce gitti. Ardından ben gittim. Beni hava alanında karşıladılar. Bir daire bulmuş. Nil’e bakan, 9. katta geniş bir daire. Sahibi Fas’ta çalışan bir doktor imiş. Daire döşeli, boş. Dr. Üsame Haffaş’ın tanıdığı imiş. Üsame ondan dairenin anahtarını alıp beni burada misafir etmesi için izin koparmış. Ama bir yıldan beri süpürge görmemiş olan bu dairede insanın oturacağı yere dikkat etmesi gerekiyor. Her taraf kir pas içinde. Normal de. Çünkü ev sahipleri yok. Bir yıl boş kalan bir daire, tam da caddenin kenarında. Elbette kalkan tozlar içeri girer ve eşyanın üzerine konar. Ben bu Mısır seyahatinde biraz huzursuzluk duyarak gezimi yarıda kesip Hollanda’ya döndüm. Damra da üç gün sonra döndü. İki üç gün sonra götürüp istifa dilekçemi vermiş, Türkiye’ye dönmüştüm. Ben Türkiye’ye döndükten sonra yeni Üniversite kurulmasına karar verilmiş, kurucular isim listesinin başına benim adımı yazarak çevreye güven vermek istemişler. Hocaların ve talebenin hepsi yeni üniversiteye geçecek idi. Böyle düşünüyorlardı. Ancak ortada, iyi hesabetmedikleri bir faktör vardı. Prof. Ahmet Akgündüz. Gayet zeki ve iyi Arapça bilen bir akademisyen. 45 yaşlarında olan bu zat, benden önce Türkiye’ye gitti. Giderken bana dedi ki: – Hocam, ben gidiyorum. Siz beni istemiyorsanız, ben Türkiye’den bir daha dönmeyeyim. Ben de kendisine dedim ki: – Ahmet Bey sen rahat ol, siz sürenizin sonuna kadar rektör olarak kalacaksınız. Ben Rektörlük Kurulu Başkanıyım, siz de rektörsünüz. Bir yıl daha süreniz var. Bir yıl sonra yeniden bu göreve seçilip seçilmeyeceğinizi bilmem. Ama Sürenizin sonuna kadar siz rektörsünüz. – Rahatladı, vedalaşıp elimi öptü, gitti. Yeni Üniversitenin kurulacağını öğrenmişti. Bana anlatıldığına göre Ağırakça’ya kendisinin Rektör olmasını önermiş, Prof. Dr. Ağırakça da: – Dur bakalım Ahmet Bey, Üniversite kurulsun. Sonra Üniversite kurulu kimi rektör seçerse o rektör olur. Şimdiden “Ben rektör olacağım” demekle olmaz. Bu cevabı alınca Ahmet Bey, kendisinin rektör seçilemeyeceğini anlamış. Ve bu hareketten ayrılmış. Hemen Süleyman Damra’ya gitmiş. Üniversite Vakfı mütevelli heyetinin, daha doğrusu Üniversite vakfının ve Üniversitenin, kendilerine devri konusunda anlaşmış. (devamı yarın...)
|