HOLLANDA ANILARIM (11)

(...dünden devam)

Üniversitede Durum:

Üniversite devam ediyor. Tedrisat başladı. Ben de tefsîr ve Tasavvuf derslerine giriyorum.

Üniversite para bakımından sıkışık durumda. Talebenin bir kısmı aidatlarını ödemiyorlar. Sebep: Üniversiteyi ciddiye almıyorlar. Bu olmazsa öteki üniversiteye gidebilirler.

Ben ayrılmadan önce Süleyman Damra bana gelmiş, rektör olmamı rica etmişti:

– Ben çok yoruldum. Biraz yönetimden geri çekilmek, doktora tezimle meşgul olmak istiyorum. Bütün yönetim ve sorumluluk sizde olacak, demişti.

Ben de artık geçmişe bir sünger çekmek ve işe yeniden başlamak gerektiğini söylemiştim. “Şimdi bir beyaz sayfa açalım” dedim.

Cumartesi günü Saat 10’da Yatıştırıcı bir konuşma yaptım. Arapça ve Türkçe. Ağırakça da: “Yapılan tetkiklere göre usulsüz bir harcama yok. Evet bazı belgeler eksik olsa bile, yönetimi suçlayacak bir durum tespit edilememiştir. Hocalar da yatıştırıcı konuşmalar yaptılar. Ve Üniversiteye karşı hissedilen soğuk hareket, o an için bastırıldı.

Hollanda’da öğretim üyeliğim sırasında oranın yaygın gazetelerinden “de Volkskrant”ın bizi tanıtan bir yazısı. Ansiklopediyi önüme koyup “Boyu kadar eser yazmış bilim adamı” şeklinde bir tanıtım yapmıştır.

***

(devamı yarın...)