HIRS (7) PDF 
Pazar, 25 Mayıs 2025 00:00

HIRS (7)

(...dünden devam)

Demek ki ihtirâs, dünyâ tutkusu, ölçülü olursa yararlıdır; insanı melekten ayıran duygudur. Kalkınmanın, ilerlemenin sırrı olan bu duygu, ölçüyü aştığı takdirde zararlı olur. Bundan dolayı insan ihtirâsının dizginlenmesi gerekir. Eğer dizginlenmezse, gittikçe büyüyen ihtirâs, kavgalara, savaşlara, kan dökmeğe, zulüm ve işkencelere sürükler. İşte dinlerin görevi, aslında yararlı olan bu duyguyu frenleyip dengelemektir.

Allah'ın buyruğuna uyan, ihtirâslarını frenleyen halis kulları, şeytân azdıramaz; taşkınlıklara, kötülüklere götüremez. İşte Allah’ın doğru yolu, ihlâs sâhibi olmak, taşkınlıklardan kaçınmak, ölçülü davranmaktır. Bu da Tanrının sesini duyan, peygamberlerin yolunda giden yahut kendi içlerindeki iyilik duygularına uyanların yapacağı iştir. Doğru yol, aşırılıktan uzak, orta yoldur. İnsan ne melektir ne şeytân. İnsan melek değildir, çünkü kendisine ihtirâs aşılanmaktadır. Bununla dünyâyı sever, mal mülk sâhibi olmak ister. Bu ihtirâs ona şeytândan gelir. Fakat insan, şeytândan gelen ihtirâsı dengelemez, her şeyin yalnız kendisinin olmasını isterse kötülük kaynağı olup çıkar. İhtirâsı dizginleyecek olan dindir. Dinin amacı, insanın sivri taraflarını törpüleyip insanları hep bir arada birlik ve dirlik içinde yaşatıp olgunlaştırmak, dünyâda da âhirette de mutlu etmektir.

Ölçülü davrananlar, dünyâda mutlu oldukları gibi âhirette de cennete girmek mutluluğuna ererler. Ama şeytânın emirlerine girip taşkınlık yapanlar, rûhânî hayatta, işledikleri suçun derecesine göre cehennemin bir derekesine girerler. Her suçlu, suçuna uygun bir cezâya çarptırılır. Cehennemin yedi kapısı, yedi bölümü vardır. Suçlular, suç derecelerine göre bu yedi bölümden birine sokulurlar (Kur’ân Ansiklopedisi, Hırs maddesi).

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş