HIRS (2) PDF 
Salı, 20 Mayıs 2025 00:00

HIRS (2)

(...dünden devam)

Hamdi Yazır şöyle diyor: "Dâr, lugatte etrafı çevrili, yaşamağa elverişli yer demektir. Dilimizde büyük konak, saray, şehir, memleket, yurt ve vatan kelimelerinin anlamlarını taşır. Yerine göre bu mânâlardan birini alır. İçinde bulunduğumuz şu âleme de dâr-i dünyâ (dünyâ evi), buna karşılık olarak âhirete de dâr-i âhiret (âhiret evi) denilir." (Hak Dini Kur'ân Dili: 1/243-244)

İbn Abbâs'ın tefsîrine göre bu âyette Yahûdîlere deniyor ki: Siz Allah'ın dostları, Allah'ın oğulları ve sevgilileri olduğunuzu zannediyor-sunuz, yalnız sizin cennetlik olduğunuzu, sizden başkalarının cehennemlik olduğunu söylüyorsunuz. Madem ki öyledir, o halde mübâhele ediniz, yani kim yalancı ise ona ölüm temennî ediniz.

"De ki: ‘Ey Yahûdî olanlar, eğer insanlar arasında yalnız sizin, Allah'ın dostları olduğunuzu sanıyorsanız, (bu inancınızda) samîmî iseniz ölümü temennî ediniz (çünkü âhiret hayatı dünyâdan çok daha iyidir. Siz Allah'ın dostları iseniz o güzelim hayatı niçin istemiyorsunuz?). (Cum'a: 96/6) âyetinde de Yahûdîlerin cennet tekelciliğinin bir hayalden ibâret olduğu, zira cennet garantileri olsa bir an önce ona kavuşabilmek için hemen ölmeyi temennî edecekleri, oysa onların, hayata en çok düşkün olan bir toplum oldukları anlatılmaktadır.

وَاِنِ امْرَاةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا اَوْإِعْرَاضًا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمآ أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا وَالصُّلْحُ خَيْرٌ وَاُحْضِرَتِ الْأَنْفُسُ الشُّحَّ وَاِنْ تُحْسِنُوا وَتَتَّقُوا فَاِنَّ اللهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا : Ve eğer bir kadın, kocasının huysuzluğundan, yahut kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa, anlaşma ile aralarını düzeltmelerinde ikisine de günâh yoktur. Barış daima iyidir. Zaten nefisler cimriliğe hazır duruma getirilmiştir (insanın mayasında cimrilik vardır). Eğer güzel geçinir, (kötülükten) sakınırsanız, Allah yaptıklarınızı haber alır. (Nisâ: 98/128)

وَمَنْ يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَاُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ : Nefsinin cimriliğinden korunanlar, işte başarıya erenler onlardır! (Haşr: 95/9, Teğâbün: 107/16) âyetlerinde şuhh(cimrilik)in cimriliğin, insanın mayasında bulunduğu; nefsinin şuh­hundan korunmuş olanların felâha erecekleri belirtilmektedir.

اَشِحَّةً عَلَيْكُمْ فَاِذَا جَاءَ الْخَوْفُ رَاَيْتَهُمْ يَنْظُرُونَ اِلَيْكَ تَدُورُ اَعْيُنُهُمْ كَا لَّذِي يُغْشَي عَلَيْهِ مِنَ الْمَوْتِ فَاِذَا ذَهَبَ الْخَوْفُ سَلَقُوكُمْ بِاَلْسِنَةٍ حِدَادٍ اَشِحَّةً عَلَي الْخَيْرِ اُولَئِكَ لَمْ يُؤْمِنُوا فَاَحْبَطَ اللهُ أَعْمَالَهُمْ وَكَانَ ذَلِكَ عَلَي اللهِ يَسِيرًا : (Geldikleri zaman da) Size karşı cimriler olarak (gelirler, size yardım etmek istemezler. Tersine savaştan bir ganîmet elde edilirse ona konmak için gelirler). Ama (savaşta) korku gelir (tehlikeli bir durum nasıl olur)sa onların, üstüne ölüm baygınlığı çökmüş insan gibi, gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gid(ip de sıra ganîmetleri paylaşmağa gel)ince mala düşkünlük göstererek sizi sivri dillerle incitirler. Onlar, (içtenlikle) inanmamışlar, bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır. Bu, Allah'a göre kolaydır. (Ahzâb: 97/19) âyetinde de samimi Müslümanların elindekine göz diken şahîh insanların tutumu kınanmaktadır.

 

(devamı yarın...)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş