SEFERLİK HAKKINDA (2) PDF 
Cumartesi, 15 Mart 2025 00:00

SEFERLİK HAKKINDA (2)

(...dünden devam)

Fakat seferdeki ruhsatı gerçek ruhsat kabul eden diğer mezhep imamlarına göre seferde namazlar tam kılınabilir. Bunda edebe aykırı bir durum yoktur. Oruçla karşılaştırılınca bu görüşün daha doğru olduğu anlaşılır. 

Namazları kısa kılmaya ruhsat veren yolun uzunluğu üzerinde görüş ayrılıkları vardır. Kimine göre bu mesafe üç mil, kimine göre yaya olarak üç günlük (yani 90 km.lik) yoldur. Bu görüş ayrılıkları, rivayet edilen hadîslerin metinlerindeki farklardan ileri gelmektedir. Müslim, Ebû Dâvûd ve Ahmed ibn Hanbel'in, Enes ibn Mâlik'ten rivayetine göre: "Peygamber (s.a.v.) üç günlük, ya da üç fersahlık yola çıktığı zaman namazı iki rek'at kılardı.”[2]

Seferde dört rek’atlı farzlar iki kılınır. İki ve üç rek’atlılar kısaltılmaz, aynen kılınır. Sünnetleri kılacak olan tam kılar. Eğer inmiş, yerini bulmuş, istirahati temin edilmişse sünnetleri kılar; yolculuk halinde ise veya bir şeyden korkuyorsa sünnetleri kılmayabilir. 

Hz. Ayşe (r.a.) demiştir ki: "Namazlar ikişer rek'at farz kılındı. Sonra hazarda artırıldı, seferde ise olduğu gibi kaldı"[3]

Yukarıda belirtilen mesafede bir yola gitmek isteyen kimse, kasaba veya şehrinin evlerini, şehre bitişik olan fenayı (varoşları, mezarlıkları) geçince seferîlik başlar. Yalnız sefer kasdiyle çıkmış olmak şarttır. Sefer niyeti olmadan bu kadar yürümekle seferî olunmaz. 

Şehir dışında olan bağ ve bahçeler, şehir binalarına bitişik de olsa şehirden sayılmaz. 

Seferin hükmü, ikāmet hâsıl oluncaya kadar sürer. Gitmek istenilen yerde veya yolda ikāmete uygun bir yerde on beş gün kalmaya niyet etmek veya asıl menzile dönmek ile seferin hükmü biter. Gittiği yer, kendisinin yerleşeceği yer ise 15 gün kalmaya niyet etmeğe lüzum yoktur. Yerleşeceği yer değil de varıp geri döneceği bir yer ise o zaman o yerde 15 günden az kalacaksa seferî sayılır, namazı kısa kılar. Şayet ne kadar kalacağını bilmez, buna karar veremezse, yarın veya öbürgün dönmeye niyet ettiği halde senelerce dönmeyip orada kalsa yine seferî sayılır. Asıl evine dönen kimse, şehrine kavuşur kavuşmaz misafirliği kalkar. 

Doğduğu veya karısının bulunduğu yerden başka bir yere gidip on beş gün kaldıktan sonra tekrar eski yerine dönse, burada bir iki gün kalıp tekrar gidecek olsa dahi seferî olmaz.  Çünkü vatan-ı ikāmet, vatan-ı aslîyi bozmaz. 

İnsan bir şehirde otururken çoluk çocuğunu nakletmeden başka bir şehirde de ayrıca evlenmiş olsa, her iki şehir de kendisinin asıl vatanı olur, hangisine varsa mukîm sayılır. 

Misafir imam, namaza başlarken kendisinin seferî olduğunu, namazı iki kılacağını, kendisi selâm verdikten sonra namazı dörde tamamlamalarını cemaate söyler. 

Bu hatırlatmayı kendisi selâm verdikten sonra da yapabilir. 

Peygamber Efendimiz, Mekke'nin fethinde Mekkelilere namaz kıldırdılar, iki rek’atta selâm verip onlara: "Namazınızı siz tamamlayın, biz misafiriz" dediler. 

 ***


[1]  Bkz. el-Fıkh âlal-mezâhibi'l-arbâa 1/472-73 

[2]  Müslim, Salâtu'l-musâfirîn: 12; Ebû Dâvûd. Sefer: 2; İbn Hanbel. Müsned: 3/129; el-Fethu'r-Rabbânî:5/103-104 

[3]  Buhârî, Manâkıbu’l-Ensâr: 48; Müslim, Musâfirîn: 1 

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş