Ruh-beden ilişkisi (1)
Cumartesi, 15 Eylül 2012 00:00

Ruh-beden ilişkisi (1)

Hocam bu konudaki düşüncelerinizi ve bu gibi sorulara defalarca cevap verdiğinizi biliyorum ama yine de soracağım. Eğer ölünce ruhla bedenin bir ilişkisi kalmıyorsa, Buhari'de bulunan Peygamberimizin Bedir kuyusunda müşriklerin cesetlerine hitap etmesi olayı, Hz. Ömer'e "kabirde aynen şu anki gibi aklımız başımızda olacak" demesi, "ölü defnedilince uzaklaşanların ayak seslerini duyar ve sonra kabirde oturtulur" ya da "ölü tabuta konduğunda salih biriyse beni hemen götürün der" eğer müşrik ise "beni nereye götürüyorsunuz diye feryat eder" "şüphesiz kabirin sıkması vardır; eğer biri ondan kurtulabilse filanca kesin kurtulurdu" "şüphesiz ölü kendisini yıkayanları, kefenleyip, namazını kılanları, kabre indirenleri görür, ağlamayın ona eziyet edersiniz" ve bunun gibi pek çok hadis uydurma mıdır? Yoksa bunlar değişmeceli ifadeler midir? Din adamlarının cenaze törenleri sırasında bu hadisleri kullanarak ve biraz da hurafeyle süsleyerek anlattığı şeyler insanların ödünü patlatıyor, bazı kişilerin çocuk yaşta dinden soğumasına veya psikolojisinin bozulmasına yol açıyor. Buna ilaveten Kuran-ı Kerim'de de "insanların kıyamet günü kabirlerinden çekirgeler gibi fırlayacakları"nı anlatan ifadeler var. Bazı insanların denizde boğulduğunu, parçalandığını, yanıp kül olduğunu ya da uzayda kaybolan astronotları ve bu insanların kabirleri olmadığını düşünürsek bu konu bayağı bir içinden çıkılmaz hale gelmiyor mu? Olmayan cesede ya da cesedin tamamen yok olmamış bir hücresine ruh nereden gelip girecek ve kıyamette nasıl dirilip fırlayacak?

Cevap: Bana göre âhiret ahvalini hiç kimse bilmez. Buna Peygamber de dâhildir. Yüce Allah Peygamber'e neyi bildirmişse ancak onu bilir. Allah'ın Peygamber'e bildirdikleri de vahiyler yani Kur'ân ayetleridir. Kur'ân âyetlerinde bu anlattığınız şeyler var mı? Ben bilmiyorum, varsa siz bana o âyetleri gösterin, ben de bilgimi düzelteyim.

Evet, Kur'ân'da kabirlerin eşildiği, göğüslerin (yani gönüllerin) taşıdığı düşüncelerin ortaya döküleceği belirtilir. Benim anladığıma göre kabir, ruhun hapsedildiği bedendir. İşte bedenin ölümüyle içindeki ruh ortaya çıkar ve ruhun taşıdığı düşünceler âşikâr olur. Kıyamette insanların yayılan pervaneler gibi savrulması, kıyamet depremini anlatır. O deprem olunca dünya üzerinde bulunan cisimsel varlıklar savrulur. Yahut kıyamette insan ruhları, yayılan pervaneler gibi Yüce Divana doğru uçuşur, demektir. Ruhların pervaneler gibi yayıldığını bildiren bu âyet de kıyamet dehşetinden oluşan şaşkınlığı anlatır. Nitekim o şaşkınlık Abese Suresinde başka bir üslûb ile anlatılmaktadır: "33- Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman, 34- İşte o gün kişi kaçar: kardeşinden, 35- Anasından, babasından, 36- Eşinden ve oğullarından. 37- O gün, onlardan her kişinin, kendisine yeter derecede işi vardır. 38- Yüzler var ki o gün parıl parıl, 39- Güleç, sevinçli. 40- Yüzler de var ki o gün tozlanmış. 41- Onları karanlık bürümüş (öylesine üzgün, öylesine dertli). 42- İşte onlar kâfirler, Hak'tan sapanlardır." (Abese: 33-42)

(...devamı yarın)


 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş