RÜYA YORUMU ŞİRK Mİ (3) PDF 
Pazartesi, 03 Şubat 2025 00:00

RÜYA YORUMU ŞİRK Mİ (3)

(...dünden devam)

“Biriniz rüyada korkarsa ‘Gazabından, cezasından, kullarının şerrinden, şeytanların dürtüklemelerinden ve yanıma uğramalarından, bütün tam kelimeleri ile Allah’a sığınırım’ dediği takdirde korktuğu şey kendisine zarar vermez.” ( Tirmizî, Da’avât: b. 94, h. 3528; Kenz: 15/365)

Bir bedevî geldi:
“– Ya Resulallah, dedi, ben rüyada başımın vurulup yuvarlandığını gördüm, ardından koştum. Allah’ın Elçisi buyurdu ki:

“– Şeytanın, uykunda seninle oynamasını halka söyleme!” (Müslim, Ru’yâ: b. 2, h. 15)
Hadîsin başka varyantında bedevî, rüyasında başının kesildiğini gördüğünü söyleyince Allah’ın Resulü gülerek:
“– Şeytan birinizle uykusunda oynarsa (yahut birinizle rüyada oynanırsa) onu kimseye söylemesin, demiştir.” Ahmed ibn Hanbel’in, İbn Rezîn’den yaptığı bir çıkarıma göre sâlih rüyayı, nübüvvetin kırk altı parçasından biri sayan Hz. Peygamber, bunu herkese değil, ancak akıllı, sâlih ve âlim kimseye söylemeyi öğütlemiştir (Kenzu’l-ummâl: 15/369, h. 41416)
İşte 53/6. âyette,Yûsuf Aleyhisselâm’a bu nefis konuşmaları biçiminde ifade edilen düşleri yorumlama yeteneğinin verildiği anlatılmaktadır.

Ta‘bîr  ırmak kıyısı anlamına gelen ‘abr’den alınmıştır. ‘Ubûr, bir kıyıdan diğer kıyıya, bir kenardan diğer kenara geçmek demektir. İbâre ağızdan çıkıp başkasının kulağına varan sözdür. İbret ve i‘tibâr da görülenden görülmeyene ulaşmak, görülen bir şeyden görülmeyen sonucu çıkarmaktır. Ta‘bîr ise düşte görülen olayın iç yüzüne, gösterdiği mânâya geçmek, misâl âlemine âit şekillerden dünya kavramlarına geçmektir ki biz buna yorum diyoruz. Ta‘bîr, te’vîl’den özeldir. Gerçi te’vîl de ta‘bîr gibi sözün dışından, gerçek anlamına geçmektir ama geneldir, rüyaya özgü değildir. Ta‘bîr, sadece rüyanın yorumu için kullanılan bir sözcüktür.

Râzî, ta‘bîr ilmini şöyle açıklıyor: Yüce Allah, nefs-i nâtıka cevherini, felekler âlemine çıkabilecek, Levh-i Mahfûz’u okuyabilecek kabiliyette yaratmıştır. Buna engel olan, nefsin, bedeni yönetmekle meşgul olmasıdır. Uyku halinde bedenle uğraşma eylemi azalan nefsin, Levh-i Mahfûz’u okuma gücü artar. Ruhun aldığı bir ruhsal algı, hayal âleminde kendine özgü izler bırakır. İşte yorumcu, bu hayal izlenimleri ile ruhsal algıları çıkarır, bu izlerin hangi ruhsal algıyı gösterdiğini sezinler (Mefâtîhu’l-ğayb: 18/135).

Yûsuf, yedi semiz ineği yiyen yedi cılız ineği, yedi bolluk yılından sonra yedi kıtlık yılı olacağı şeklinde yorar ve şu öneride bulunur: Yedi yıl ekin ekersiniz, ürünün az bir miktarını yiyecek olarak ayırdıktan sonra gerisini başağında bırakıp depo edersiniz. Yedi yıl sonra gelecek yedi kıtlık yılında, depoladığınız ürünü yersiniz. Bu kıtlık yıllarından sonra bereketli bir yıl gelir.
Kur’ân-ı Kerîm’in işaret ettiği rüyalardan ayrı olarak Hadîs mecmualarında Peygamber(s.a.v.)in bazı rüyaları anlatılmıştır. Bunlardan birkaç örnek vermek istiyorum:

(devamı yarın...)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş