RÜYA YORUMU ŞİRK Mİ (2) |
Pazar, 02 Şubat 2025 00:00 | |||
RÜYA YORUMU ŞİRK Mİ (2) (...dünden devam) Birçok filozofa göre rüya, hayal ufkunda ortak duyuya düşen şeklin izlenimidir. Sâdık rüya, ruhun melekût âlemiyle ilişki kurmasıyla olur. Beden yönetiminden boşalan rûh, ilişkili olduğu melekût âlemine çıkar, oradan mânâlar alır. Muhayyile (hayal gücü) onları uygun biçimlere sokarak ortak duyuya gönderir, böylece rüya görülür. Büyük mutasavvıfların bazıları da buna yakın bir görüş ileri sürmüşlerdir. Rüya, hayal denen bağımlı misâl mertebesindendir. Hayal, bazen küllî ve cüz’î mânâları algılayan göksel akıllardan ve konuşan rûh(insan)lardan etkilenir. O zaman o mânâlara uygun şekiller görünür. Bazen de hayal, yalnız cüz’î mânâları algılayan vehim güçlerinin etkisinde kalır. O zaman hayalde bunlara uygun şekiller belirir. Bu da ya dimağ bozukluğundan, ya da ruhun vehim gücüne ağmasından ileri gelir. Meselâ sevgilisinden ayrılan kimse onu düşünür, düşünür, sonunda onu görür. Âlûsî’nin aktardığı mutasavvıf görüşlerinin bu son kısmı, şimdi bilinçaltının, uykuda bilince çıkması şeklinde açıklanmaktadır.Âlûsî’ye göre rüya, İlâhî vahyin ilk başlangıcıdır. Çünkü vahiy, meleğin inmesiyle olur. Melek de önce hayal mertebesine, sonra duyuya iner (Rûhu’l-ma‘ânî: 2/10-11; Süleyman Ateş, İşârî Tefsîr Okulu, s. 253-254). Hz. Peygamber(s.a.v.)e vahiy, sâdık rüya şeklinde başlamıştı. Kendisinin gördüğü rüya sabah aydınlığı gibi çıkardı. Sâlih rüyayı,“Peygamberliğin 46 cüz’ünden bir cüz’” (Buhârî, Ta’bîr: 4; Müslim, Ru’yâ: b. 1, h. 8. Kimi rivâyetlerde sâlih rüyanın, nübüvvetin 70 cüz’ünden bir cüz’ü (Müslim: Ru’yâ: b. 1, h. 9) sayan Peygamber (s.a.v.) rüyayı üçe ayırmıştır: “Rüya üçtür: Biri Allah’tan müjde, diğeri hadîs-i nefs, bir diğeri de şeytandan bir korkutmadır. Biriniz hoşlandığı bir rüya görürse onu dilediğine söylesin. Fakat hoşlanmadığı bir şey görürse onu kimseye söylemesin, kalkıp namaz kılsın. Ben ğull’ü sevmem, kaydı severim. Kayd, dinde sebat demektir.” (Ğull: boyna geçirilen halkadır. Kayd ise, bağ demektir.) “Biriniz sevdiği bir rüya görürse o, Allah’tandır; yüce Allah’a hamdetsin ve onu söylesin. Fakat hoşlanmadığı bir rüya görürse o şeytandandır. Kovulmuş şeytandan ve o rüyanın şerrinden Allah’a sığınsın ve onu kimseye söylemesin. O rüya kendisine zarar vermez.” (Buhârî, Ta‘bîr: 4 (Ta‘bîr, bâbu ru’yâ’s-sâlihîn), 46; Müslim, Ru’yâ: 4) Başka bir hadîslerinde de Allah’ın Elçisi (s.a.v.): “Biriniz sevmediği bir rüya görürse üç defa soluna tükürsün, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınsın; üzerine yatmış olduğu yanından öbür yanına dönsün.” (Aynı kaynaklar ) buyurmuşlardır. Âlûsî, Yûsuf Sûresi’nin 4. âyetinin tefsîrinde Muhyi’d-dîn Nevevî’nin şu açıklamasını aktarıyor: “Yüce Allah, uyanık insanın kalbinde olduğu gibi, uyuyanın kalbinde de birtakım düşünceler yaratır. Bu düşünceleri meleğin ilhamiyle insana duyurursa o, rüya; şeytanın fısıldamasıyla duyurursa o, hulüm’dür. Allah’ın Elçisi (s.a.v.): ‘Rüya Allah’tan, hulüm şeytandandır. Biriniz, hoşlanmadığı bir hulüm (düş) görürse üç kez sol tarafına tükürsün ve o düşün şerrinden Allah’a sığınsın. O hulüm kendisine zarar vermez.’ (Buhârî, Ta‘bîr: 4, 14; Müslim, Ru’yâ: 1) buyurmuştur.” (Rûhu’l-Ma‘ânî: 12/181) (devamı yarın...)
|