HZ. MEVLÂNA’NIN ÖNSEZİSİ PDF 
Pazartesi, 06 Ocak 2025 00:00

HZ. MEVLÂNA’NIN ÖNSEZİSİ

(...dünden devam)

Mevlâna üzerinde inceleme yapan ve onun “Mecâlis-i seb’a, Fîhi Mâ Fîh ve Mesnevî”sini Fransızca’ya çevirmiş olan Eve De Vitray Meyerovitct Müslüman olup Eva adını almıştır.

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Öztürk, bu hanımın Fransa’da bulunan mezarını, kendisinin vasiyeti üzerine 17 Aralık 2008’de uzun uğraşlar sonucunda Paris’ten alıp Mevlânâ Türbesi yanında bulunan Üçler Mezarlığına naklettiklerini söylemiştir. Prof. Abdullah’ın ifadesine göre bir sufi olan Meyero­vitct, Mevlânâ’nın mesajlarındaki şifreleri çözmeyi başarmıştır. Batıda Mevlânâ’nın tanınmasına çalışan ve birçok kim­senin Müslüman olmasına yardım eden Meyerovitct, verdiği konferanslarında Mevlânâ’nın eserlerinde işaret ettiği hikmetleri açıklıyordu.

“Meyerovitct”in, Öztürk tarafından videoya alınan anlatılarından, Hz. Mevlânâ’nın, modern bilimin ancak 1930’larda ortaya koyabildiği atom bombasının tehlikesini ve 9 gezegenin bulunduğunu bildiği anlaşılmaktadır. Meyerovitct, Mevlânâ hakkında diyor ki: “Mesnevî’de köktendinciliği bağnazlık ve tutuculuğu, gelenekselliği, kuralcılığı reddeden, çok nitelikli, bütünüyle samimi, hoşgörülü, benim inanışıma uygun bir İslâm Dini buldum. Türkiye’de çok mutlu oluyorum ve kendimi Türk hissediyorum.”

Meyerovitct, Mesnevî’de şunların bulunduğunu anlatıyor: “Mevlânâ, ‘atomu keserseniz güneş sistemini bulursunuz. Atomun içinde ve çevresinde gezegenler bulunur.' diyor ama dikkat etmek gerektiğini de belirtiyor. 'Çünkü bu atomlar ağızlarını açtıklarında bütün dünyayı yok edebilecek bir ateş çıkabilir' diyor.

“Görüldüğü üzere Mevlâna, 13. Asırda atom bombasının tehlikelerinden söz ediyor. 9 gezegen bulunduğunu söylüyor. Oysa bilim bunu ancak 1930’da ortaya koyabildi. Daha önce yedi gezegenin bulunduğu sanılıyordu. Sekizincisini 1840’larda bir Fransız bilim adamı, dokuzuncusunu da 1930’da Amerikalı bir bilim adamı buldu. Ama Mevlânâ daha o dönemde dokuz gezegen bulunduğunu biliyordu.

Batı’da güneşin, dünya çevresinde döndüğü söylenirken, Mevlânâ, dünyanın öbür gezegenler gibi küçük bir gezegen olduğunu, güneşin bitkileri, hayvanları etkilediğini ve daha bilinmeyen birçok şey söylüyor.”

Vatan Gazetesi, 11 Aralık 2010 Cumartesi sayısı, 15. Sayfa 1,2,3 sütunlar.

Not: Dokuz felek (gezegen) düşüncesi İslâm âleminde çok önceden bilinmektedir. Nitekim Süleyman Çelebî’nin Mevlid adıyla ünlenen Vesî­letu’n-necât adlı eserinde Allah tanımlanırken:

“Var iken Ol yok idî ins-ü melek

Arş-ü ferş-ü ây-ü gün hem nuh felek” deniliyor. Yani: ezelde Allah varken henüz, insan, melek, Arş, evren, ay, gün (isim olarak alı­nırsa Ay ve Güneş zaman birimi olarak düşünülürse ay, gün) ve dokuz felek (gezegen) yok iken Allah vardı!” denilmektedir. Süleyman Çelebi (1351-1422) 14-15. yyılda yaşadığına göre demek ki bu dokuz felek bilgisi, batıdan çok önce İslâm âleminde vardı.

 

*** 

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş